ALANYA'NIN,
kalleş terör örgütünce hayatının baharında aramızdan aldığı ilk şehidi, Ahmet Gündoğmuş'tu.
27 Ekim 1992’de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'ta terör örgütüne karşı başlattığı sınır ötesi operasyonda şehit olan İstihkâm Komando Çavuş Ahmet Gündoğmuş'un cenaze töreninde binlerce Alanyalı tek yürek olmuş, hatta Gazipaşa, Manavgat, Gündoğmuş ve Serik'ten de binlerce vatandaş Alanya'ya akın etmişti.
***
Alanya Lisesi'nden yeni mezun olmuş, 18 yaşında, seçim denk gelmediği için henüz oyunu bile kullanmamış, çok değil, bir kaç yıl sonra vatani görevini yapacak olan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ben de binlerce vatandaşımız gibi o gün Kuyularönü Meydanı'ndaydım.
Alanyalının öfkesi de tıpkı tepkisi gibi büyüktü.
Sloganlar atıldı, "Şehitler ölmez vatan bölünmez" diye yüksek sesle haykırıldı, sonra da Alanya'nın ilk şehidi Ahmet Gündoğmuş'un cenazesi, dönemin Alanya Belediyesi yönetimi tarafından Hatipoğlu Aile Mezarlığı yanında tahsis edilen "Garnizon Şehitliği"nde toprağa verildi.
***
O gün o meydanda olanlar mutlaka anımsayacaktır, zira Kuyularönü Cami önündeki alanda "terör örgütü sempatizanı" olduğundan şüphe duyulan bir şahıs, öfkeli vatandaşlarca linç edilmek istenmiş, günümüzde Alanya Belediyesi'nin kullandığı, o dönem ise Alanya Müftülüğü'ne hizmet veren binanın çatısına çıkarılan şahsın eline önce bir Türk Bayrağı verilmiş, ardından öfkeli kalabalığı sakinleştirmek için bayrak defalarca öptürülmüş ve şahsın linç edilmemesi için "terör örgütü sempatizanı"olmadığına ikna edilerek kalabalık ancak Antalya'dan takviye olarak çağrılan "robokop" polislerince güçlükle dağıtılmıştı.
***
Bu olay, Alanya'nın "şehir hafızasına" adeta mıh gibi çakıldı.
Alanyalının, damarına basıldığı anda neler yapabileceği böylece dosta düşmana ilan edilmiş oldu.
Hatta o gün ve takip eden birkaç gün boyunca, sahiplerinin terör örgütüne yakın oldukları veya finansal destek sağladıkları savıyla pek çok işyeri ya kundaklandı ya da camları kırıldı, tacizler uzun süre devam etti.
***
Alanya'da infial yaratan, terör örgütüne yönelik nefreti daha da körükleyen ikinci şehit cenazemiz ise 2008'in Eylül ayında Şırnak'tan geldi.
Şırnak'ta PKK'lı teröristlerin yola döşedikleri mayını uzaktan kumanda ile patlatması sonucu Alanyalı Er İlyas Güzel şehit oldu.
Şehidimiz için önce 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı'nda uğurlama töreni, ardından Alanya'da binlerce vatandaşın katıldığı bir cenaze töreni düzenlendi.
***
O gün de, tıpkı ilk şehidimiz Ahmet Gündoğmuş'un cenaze töreninde olduğu gibi teröre olan tepki yüksek sesle haykırıldı, terör örgütü lanetlendi ve yine "Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganlarıyla Alanya sokakları inledi.
***
Ve dün...
Alanya'da doğup büyüyen, daha hayatının baharında olan, 2014'ün Aralık ayında dünya evine girdiği öğretmen eşine ve henüz 40 günlük bile olmayan bebeğine doyamadan hayata gözlerini yuman Polis Memuru Abdullah Ümit Sercan, Mardin'in Midyat ilçesinde devriye görevi yaparken terör örgütü PKK tarafından düzenlenen silahlı saldırıdaşehit oldu.
***
Acımız elbette büyük.
Şahsen tanımasam da, ortak tanıdıklarımızdan dinlediğim ve öğrendiğim kadarıyla vatanına milletine bağlı, ailesine düşkün, hayata dört elle tutunmuş, hayat dolu, yüzü daima gülen polis memuru bir kardeşimiz, sırf sizler bizler sokaklarda rahatça dolaşabilelim, evlerimizde ailelerimizle güvenle yaşayabilelim diye devriye görevi yaparken, kalleşçe katledildi ve ruhu kainatın en yüksek ve en kutsal makamına erişti.
***
Peki, tıpkı Ahmet Gündoğmuş gibi, tıpkı İlyas Güzel gibi, tıpkı diğer binlerce şehidimiz gibi, Abdullah Ümit Sercan kardeşimizin ardından bize düşen görev ne olmalıdır?
***
Bu konuda naçizane fikrim ve düşüncem şudur.
Alanya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı Mehmet Ali Dim'in dünkü sosyal medya mesajlarında da ifade ettiği gibi, şehidimizin ardından bize düşen görev, olgunluk ve sükunet olmalıdır.
***
Çünkü...
Birincisi; Terör örgütünün bu hain saldırılardaki amaçlarından birinin de ülkede karışıklık yaratmak olduğunu unutmamalıyız.
İkincisi; Dün sosyal medyada gördüğüm ve üzüldüğüm, "Çarşıdaki dükkanları Doğu ve Güneydoğululara kiralayan Alanya'nın ağaları yaylalardan inip şehit cenazesine katılacak mı?" benzeri çok sayıda tuhaf mesaja gözümüzü ve kulağımızı kapatıp, zaten krizde olan sezonu hayırlısı ise bitirmeli, buluttan nem kapan turistleri ürkütmemeli, ve en önemlisi, bu tür kriz ortamlarından beslenen tur acentelerinin ekmeğine yağ sürmemeliyiz.
***
Elbette şehidimizi her zaman yad edeceğiz, O'nu da tıpkı diğer şehitlerimiz gibi asla unutmayacağız ama duyarlı bir şehir olarak terör örgütünün değirmenine de su taşımayacağız.
***
Hasbelkader eli kalem tutan bir kardeşiniz olarak sizlerden ricam, gaza veya dolduruşa gelmeden, şehidimizin ardından olgunluk ve sağduyuyu elden bırakmayalım.