İç savaş

Bu yazı yazıldığı ve yayınlandığı sırada; Pazar günü, Bursa'da, Gemlik'te gerginlik yaşanıyor; BDP'liler, APO'nun tecridini protesto etmek için, Güneydoğudan bindirilmiş kıtalarla Gemlik'e, İmralı'ya doğru...

Bu yazı yazıldığı ve yayınlandığı sırada; Pazar günü, Bursa’da, Gemlik’te gerginlik yaşanıyor; BDP’liler, APO’nun tecridini protesto etmek için, Güneydoğudan bindirilmiş kıtalarla Gemlik'e, İmralı’ya doğru yürümek istediler… Konvoylara “mahallinde" engel olundu. Arbedeler çıktı. PKK yanlıları, devlet kuvvetlerine karşı “yürümekte” ısrar ederlerse, daha büyük olayların çıkması muhtemel. Hele bu yürüyüşe sade kolluk kuvvetleri yanında Bursa'nın milliyetçi-vatansever halkı da engel olmak isterse, Şeamet tellallığı yapmak istemiyorum ama çatışmalar bütün yurda yayılır ve bu da açıkçası “İç Savaş"ın başlangıcı olur… Şurası muhakkak; bölücüler “iç savaşı” istiyorlar; nihai amaçlarına varmak içim umutları, yabancıların, BM’nin, NATO'nun, AB ve ABD’nin müdahalesi… Sonra buyurun “Kürt Baharı"na, Türklerin “Sonbaharına" ve "Kışına”!
İnşallah korktuklarım şimdi olmaz ama Türkiye bir barut fıçısı: Ufak bir kıvılcım ülkeyi patlatmaya yetecek!
***
Biz bölücülerin, PKK’nın "iç savaşı" tahrik ettiklerini yazarken, kendi aralarında PKK ile medyada ve akademyadaki destekçileri arasında bir “iç savaş” başladı… Medyada
PKK temsilcisi yazarlar PKK'nın son azan vahşi eylemlerini kınadılar: Aslında bu eylemlerden pek rahatsız değiller ama bu gittikçe azan eylemelerin, “davaya”, ortak “Kürt Davası"na zarar vereceğinden endişe ediyorlar. PKK haydut başları da, tersine bu sadık kalemlerini, böylelikle “ortak davaya” adeta ihanetle suçluyorlar. "Kandil"in medyadaki şubelerinden TARAF gazetesine bölgede ambargo var. Kandil’de eşkıya ile yatanlardan Ahmet Altan’ı nerdeyse bölgelerine sokmayacak kadar!
**
Adıyla müsemma Karayılan, davada ortağı Ahmet Altan'ın son PKK eylemlerini kınayan yazısı üzerine, ona uzun bir a mektup yazmış ve Altan da cevap veriyor. Benim bildiğim savaş halinde, düşmanla mektuplaşma vatana ihanettir ve cezası idamdı. “İdamdı” diyorum, çünkü devletin Başbakanı, vasıtalı da olsa eşkıya ile muhabbet ettiğine göre, artık bunun ne hükmü kaldı… "İhanetin" anlamı değişti "Hainler", "Barış kahramanları” oldu!
Ancak şu sıra “terörün anatomisini” irdelerken öte yan dan buna bağlı olarak “ihanetin” ve hainlerin psikolojisini araştırmak, belli bazı yazarların, aydınların, Devlete baş kaldıran, ülkenin bölünmesi için terörle insanlarımızı öldüren haydutlara neden sahip çıktıklarının ruhi sebeplerini araştırmak gerek. Acaba eşkıyanın Türkiye'yi bölmek davasını neden kendi davaları sayarlar?
Ahmet Altan–Karayılan yazışmalarında, bu araştırma için ip uçları var. Özellikle Karayılan'ın uzun mektubunu ve buna Altan’ın nazikane cevabını okumak lazım.
***
Psikolojik yanı bir tarafa Karayılan'ın mektubunda “iç savaşın” öğeleri ve gerekçeleri var.
“Ordulara karşı var olma ve başarma mücadelesini yürüten, özgürlük, demokrasi ve adalet için yola çıkan bir hareketin üyesiyim. Hiçbir bireysel çıkar gütmeden dervişane bir mücadele yaşamıyla halkların kardeşliği ve barışı yolunda bir hizmetçiyim” diyen bu eşkıya başı, iç savaşı kaçınılmaz görüyor. Çünkü Erdoğan protokol hükümlerine uymamış!
Zaten öteki haydut, öteki yılan Bayık, “Kara harekatı hayırlı olur” demekte…”Harekat yapılırsa iç savaş çıkar” umudunu belli etmişti.
Şu sırada Türkiye bıçak sırtında ama musibetlerden bir nimet, Türklük için “hayır” çıkabilir mi? Bir iç savaş patlak verirse, çıban deşilir, irinleşir ortaya dökülürse, belki aklımız başımıza gelir. Hainler deşifre olur. Bölücülerin amaçları da açıkça anlaşılır. Maazallah böyle bir kıyamet koparsa, Devleti Türkiye'yi kim koruyacak? Sadece kahraman, cefakar polislerimizin gücü yetecek mi? İşte o zaman ordunun kıymeti anlaşılır… Bunu idrak etmek için, galiba yakın tarihimizde olduğu gibi, gene “ateşle imtihan” olmamız gerekiyor.
***
BAŞSAĞLIĞI
Başbakan'ın validesi, salihati nisvandan Tenzile Hanımefendi'nin vefatını dünkü yazımı yazmadan öğrenseydim o yazının yazılmasını ertelerdim. Ana acısının ne olduğunu bilirim. Bu acı, siyaset, makam bilmez. Başbakan ve ailesine sabır, merhumeye Allah'tan rahmet dilerim.
***
NOT- "Bu yazı yazıldıktan sonra BDP/PKK Gemlik yürüyüşünün hem bölgede hem de yollarda alınan sıkı tedbirler sayesinde engellendiği ve pes ettikleri anlaşıldı. Bursa Valisi de devletliğini belli etti. Eşkıyanın "iç savaş" çıkarma teşebbüsleri, hevesleri şimdilik kursaklarında kaldı ama gene kinlerini kusacaklardır. Yazımdaki değerlendirmeler bakidir.