DÜNKÜ köşe yazımda “AKP’de dananın kuyruğu bu ay kopar” dedik ya, sabah bir baktım, kendimi Kuddusi Hoca ile telefonla konuşurken buldum.
Sabah saat 10.30 gibi önce AKP İlçe Başkanı Hüseyin Güney’i telefonla aradım.
Tıpkı ALTSO Başkanı Mehmet Şahin gibi bana henüz nasıl hitap edemeyeceğini kestiremeyen ve yine tıpkı Şahin gibi bir gün “Alper kardeşim” diyen, bir başka gün “Alper Bey” diye hitap eden, aynı günün farklı bir zaman diliminde görüştüğümüzde bu kez “Alper Bey kardeşim” deyip güzel bir harman yapan Hüseyin Güney’e Alanya Belediye Başkan Adaylığı için teşkilata müracaat olup olmadığını sordum.
“Ben partiye az önce geldim, daha gelen giden olmamış. Ben de henüz müracaat yapmadığıma göre bugün bizde senin işine yarayacak bir malzeme yok” dedi.
***
Telefonu kapadım, e telefonda beyanat vermeyeceğini yıllar önce deklare ettiği için Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu’nu arayamayacağıma göre, Güney’in hemen ardından saat tam 11.10’da bu kez Kuddusi Hoca’yı aradım.
Telefonu açar açmaz “Sayın Başkanım” dedim, “Hop, dur bakalım. Daha aday bile olmadık ki başkan olalım Alper kardeşim” dedi.
Bu arada laf aramızda, bana nasıl hitap edeceği konusunda en istikrarlı siyasilerin liste başına Kuddusi Hoca’yı koymak istiyorum. Hiç sektirmedi, sağ olsun hep “Alper kardeşim” diye hitap eder. Bugüne dek ne “Alperciim” deyip çok fazla samimiyet hissi vermişliği vardır, ne de “Alper Bey” deyip mesafe koymuşluğu.
***
“Bana şimdilik Hoca’m demeni isterim. Çünkü her yer zaten başkan dolu” deyip inceden bir mesaj çakan Kuddusi Hoca’ya direkt, adaylık başvurusunu ne zaman yapmayı düşündüğünü sordum.
“Sence ne zaman yapayım?” dedi, bir de “Nasıl görüyorsun ortamı, bir tavsiyen olur mu?” diye sordu.
“Hoca’m, bu tür mevzuları telefonda konuşmayalım. Malum, benim telefon gün içerisinde çok yoruluyor, o yüzden sürekli dinleniyor” dedim, Kuddusi Hoca hazırcevap çıktı, “Benim telefon da çok yoruluyor, benimki de dinleniyor” deyiverdi.
Şaka bir yana, siz bu satırları okurken çok büyük bir aksilik olmazsa Kuddusi Hoca muhtemelen İstanbul’da olacakmış, muhtemelen de bazı siyasi görüşmeler yapacakmış.
Kendisi öyle dedi.
Perşembe sabahı “telefonda” değil de “yüz yüze” görüşmek üzere randevulaştık.
***
Kuddusi Hoca’nın hayatında Ekim ayının çok büyük iki anlamı varmış. İpucu vermedi ama adaylık başvurusunu bu çok önemli iki tarihten birinde yapacakmış.
Vedalaşıp telefonu kapatırken Kuddusi Hoca şu notu da düştü: “İstanbul’dan dönüşte Alanya’daki bazı büyüklerimle görüşeceğim. Elbette AKP İlçe Başkanı olan sevgili ağabeyim Hüseyin Güney’in de fikrini alacağım.”
Bu son sözün, Kuddusi Hoca’nın tarzına ve üslubuna en çok yakışan söz olduğunu söylemeliyim.
Uzun lafın kısası…
AKP’de adaylık süreci dün itibariyle başladı, 1 Kasım’da sona erecek ama Batı Cephesi’nde henüz yeni bir şey yok.
***
Doğan’dan ALTSO çıkarması
MİLLİYETÇİ Hareket Partisi (MHP) Alanya Belediye Başkan Aday Adayı da olan eski Antalya Milletvekili Hayri Doğan dün sabah Alanya Ticaret ve Sanayi Odası’na (ALTSO) sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. ALTSO’nun her Salı rutin olarak gerçekleştirdiği haftalık olağan yönetim kurulu toplantısına katılan Doğan, Mehmet Şahin ile hasret giderdi. ALTSO Başkan Yardımcısı Kamil Köseoğlu ile eski günleri yad eden Doğan’ın Alanya için çok önemli bir siyasetçi olduğunu ifade eden ALTSO Başkanı Mehmet Şahin, “Hayri Ağabey’in Alanya’nın her köşesinde bir imzası vardır. Bugün Alanya için çok önemli olan Arıtma Tesisi, Balıkçı Barınağı, D-400 Karayolu, Yat Limanı gibi hizmetlerin temelleri hep Hayri Ağabey’in döneminde atılmıştır” dedi.
***
Bu mesele fazla uzadı
ORMAN İşletme Kavşağı’nda evi olan ama sonradan (az sonra anlatacağım mevzulardan ötürü) satıp o bölgeden apar topar kaçmak zorunda kalan (ismi bende saklı) otel sahibi bir tanıdık aylardır başımın etini (!) yiyordu, “Yaz artık şu meseleyi” diye, kısmet bugüneymiş.
Dün akşam sayfayı hazırlarken, Facebook’tan A.B. adlı bir okuyucum, Alanya Kaymakamı Erhan Özdemir’in insafına sığınarak aşağıdaki şu bilgileri paylaştı.
Elçiye zeval olmaz, ben de, toplumsal konularda duyarlı olduğunu bildiğim Sayın Özdemir’e bu sütunlar aracılığı ile mesajı iletiyorum…
“Alper abi, merhaba. Biraz zamanını alıcam. Dün gece nenem hastalanmış, köyden aradılar, onu hastaneye getirdim, geri köye bıraktım. Demirtaş’tan dönerken Ananas Otel kavşağından Şefin Yeri Restoranı’na kadar kırmızı ışıklarda, arabalarda ve kaldırımlarda, çok özür dileyerek söylüyorum, travesti doluydu. Gece saat 03.30. Hatta bir tanesi Chevrolet Captiva cip kullanıyordu. Geldi kırmızı ışıkta yanımda hızla durdu. Saçma saçma bir şeyler söyledi. Neyse ben camımı kapattım. Işık yandı devam ettim. ‘Felekten bir gece çalmak, geceyle birlikte beni de çalmak ister misin?’ dedi bana abi ya. Nasıl kötü hissettim kendimi, ben de yol soracak sanırım. Bilmem sana içinde bulunduğum sıkıntılı durumu nasıl anlatırım. Bana tercüman olmalısın. İstersen ‘Çok rahatsız olduysan Çevreyolu’nu kullan’ diyebilirsin. Ama burası da bizim yolumuz değil mi abi. Buna kim dur diyecek, lütfen bizim gibilere yardımcı ol.”
(NOT: Başta da dediğim gibi, elçiye zeval olmaz A.B. kardeşim, inşallah sesini duyan bir makam çıkar)