Hoş geldin 2025 de… Bakalım hoş görecek miyiz?

2024’e de ne umutlarla girmiştik ama neler yaşadık. Aslında 2004’ün de
suçu yoktu, çoğu hikaye ona 2023’ten kalmıştı. Neyse şöyle bir bakalım
nelerle uğraştık nelerle.
Yine bir ocak ayıydı. Yeni yıla ilişkin umutlarımızı, dileklerimizi,
hayallerimiz konuşuyorduk. Kırmızı donlarımızın bize şans getireceğini
umuyorduk ki çarşıya pazara çıkınca, hesabın denkleşmediğini,
maaşlara yapılan zamların düşük kaldığını konuşmaya başladık bile.
Asgari ücrete henüz zam yapılmıştı. Oldu olmadı tartışmaları henüz
bitmeden emeklinin nice olur haline gelmişti sıra. Ezcümle kimse
memnun olmadı. Emeklinin yılı olacak denilen 2024, emekliye pek de iyi
gelmedi. Bu yıl yeni bir ritüel çıkmış; masanın altında 12 üzüm yenirse
bolluk bereket getirecekmiş. Instagram’da görmüşsünüzdür. Kırmızı
donla fotoğrafları koymazdık ama masanın altındaki üzüm bağlarını bol
bol gördük. Hayırlara vesile olsun diyelim.
Adım adım yerel seçim yaklaşıyordu ki bir gece ansızın Gaye Erkan’ın
istifası konuşulmaya başlandı. Yani istifa derken affını istemesinden
bahsediyorum. Bence yılın en yerinde değişikliğiydi Gaye Erkan’ın
görevden alınması. Bir kadın Merkez Bankası Başkanımız oldu diye pek
sevinmiştim başlarda yalan yok. Ama gel gör ki babası her işin içinde,
oğlan yan odada. Fiyatları apartman görevlisinden öğreniyor. Kirayı
denkleştiremedim diye annesine taşınıyor. Olmazdı. Olmadı da zaten.
Yerine Fatih Karahan atandı. Yardımcıları Hatice ve Cevdet Hoca ile de
iyi bir takım kurulmuş görünüyor. Hala çiçekleri burnunda bana
sorarsanız henüz 1 yaşında bile değiller. Seçimlerin ardından Mehmet
Şimşek’in direksiyonu rasyonel politikalara kırmasıyla birlikte yolculuğu
gayet güzel idare ettiler ama şimdi yolda çalışma var mucur döküldü.
Bakalım. Önümüzde 8 mola yeri var. Yolculuk nasıl devam edecek?
Bu arada yıl içinde en çok konuştuğumuz konulardan birisi de şüphesiz
İsrail meselesiydi. Türkiye’nin İsrail ve Filistin ile direkt ve dolaylı ticari
ilişkileri açısından çok konuşuldu, belli ki önümüzdeki günlerde de
konuşulmaya devam edilecek.
Yine yıl içinde renk renk listeleri konuştuk. Kimse neden gri listeye
girdiğimizi sormadı ama gri listeden çıkışımız büyük alkış aldı.
Gri liste demişken, güzellik merkezleri işi bir patladı bir patladı
inanamazsınız. Bir ara kara para aklama merkezi bunlar denecek oldu,
içeri alınanlar oldu. Yanlış almaymış ki çıktılar. Saçlarını yine dolarla
bigudilediler.
Yılın sonlarına doğru kan donduran bir olay yaşandı. Kan donduran çok
olay yaşandı da, para için yapılanından bahsediyorum. ‘Yenidoğan
Çetesi’ adı verildi bu organize kötülük yapan yaratıklara. Sağlık sistemini,
kontrolsüzlükleri ve elbette sağlık sektöründe dönen büyük paraları
konuştuk.
Ve artık yılı kapatıyoruz dediğimizde yine yılın o meşhur günleri gelmişti.
Hayatında bir gün bile asgari ücret ile çalışmamış birileri, işçiler adına
hükümetle pazarlığa oturuyordu. Son toplantı acil kodu ile Merkez
Bankası toplantısından bir gün önce yapıldı. Yüzde 30 zam kararı alındı.
Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin de böylece önü açılmış oldu. İlk
indirimini de 250 baz puan ile taçlandırıp merkez de yılı kapattı.
Yılı kapattığımız yerden açtık bakalım. Şöyle bir ekonomi karnesine
baktım 2024’ün, sizinle de paylaşmak istedim. Yeni yılda, hep güzel
haberlerle buluşmayı diliyorum sizlerle. Ve yeni başlangıçlar
yapacağınız, sağlıkla, mutlulukla, huzurla, bol bol kazançlarla
sevdiklerinizle yaşayacağınız bir yıl diliyorum.