Hocalı'yı unutmayacağız

AZERBAYCAN'IN Hocalı Kasabası'nda Ermeni işgalciler tarafından gerçekleştirilen soykırımın 25. yılında şehitlerimizi rahmet ve minnetle andık. Azerbaycan şahsım adına her zaman özel bir yer tutmuştur. Dayımın eşi yengemin de...

AZERBAYCAN'IN

Hocalı Kasabası'nda Ermeni işgalciler tarafından gerçekleştirilen soykırımın 25. yılında şehitlerimizi rahmet ve minnetle andık.

Azerbaycan şahsım adına her zaman özel bir yer tutmuştur.
Dayımın eşi yengemin de Azerbaycan Türk'ü olması hasebiyle Azerbaycan'a bakış açım her zaman farklı olmuştur.
Ermeni teröristlerce Azerbaycan'da yolcu trenine düzenlenen hain saldırı sonucunda şehit düşen yengemin annesi, Azerbaycan'da yaşanan olayları her zaman yüreğimde hissetmeme neden olmuştur.
Bundan tam 25 yıl önce, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ Bölgesi’nin Hocalı Kasabası'nda sahnelenen Ermeni vahşeti, 21. asrın en büyük facialarından ve felaketlerinden birisi olarak tarihe geçmiştir.
Dönemin Rus zihniyetinin, bu kıyımın gerçekleşmesinde önemli oranda payı, katkısı ve müdahalesi olduğu bugün daha da netleşmiştir.
Ne olmuştu Hocalı'da?
Yatıp kalkıp 'Ermeni Soykırımı' diyenler hatırlamakta zorlanabilir ama biz unutmadık, unutmaya da niyetimiz yok!
Bugün Türk-İslam düşmanlığı yapanların ve dünyayı kandırmaya çalışanların hile, tuzak ve fitneleri fark edilerek oyunlarının bozulması milli, tarihi ve insani bir görevdir.
25-26 Şubat 1992 tarihinde Hocalı, Ermeni azgınlığının ve acımazsızlığının iğrenç yüzüyle karşılaşmış ve bu kapsamda soydaşlarımız ağır ve kanlı bir saldırıyla sarsılmıştır.
106’sı kadın, 63’ü çocuk, 70’ten fazlası yaşlı olmak üzere 613 Azerbaycanlı kardeşimiz hunharca ve alçakça katledilmiştir.
Sayıları binleri bulan soydaşımız ise yaralanmış, rehin düşmüş ve kaybolmuştur.
Soydaşlarımızın ırzına, namusuna, şerefine, hayat ve varlık haklarına kast etmeye cüret eden Ermeni ahlaksızlığını aziz milletimiz lanetle ve nefretle hatırlayacaktır.
Diğer taraftan, sözde Ermeni Soykırımı yalanını, her düzeyde yoğunlaştırdıkları propagandayla meşrulaştırmaya, onaylatmaya ve kabullendirmeye çalışanların, Hocalı’yı akıllarına dahi getirmemeleri kendi köksüzlüklerinin ve kimliksizliklerinin eseri ve sonucudur.
Özelde Hocalı, genelde Dağlık Karabağ’daki insanlık ayıbını görmek istemeyenlerin, sözde Ermeni Soykırımı iddiaları üzerinden Türk milletini yargılamaya girişmeleri ve bunun için sistematik faaliyet yürütmeleri insafsızlığın ve yüzsüzlüğün bizatihi resmidir.
Bu nedenle değişik ülke parlamentolarında kabul edilen sözde soykırım ve inkâr yasaları, en başta milli vicdanlarda hükümsüz kalacak ve hiçbir anlam ifade etmeyecektir.
Hocalı katliamının 25. yılında, “Dağlık Karabağ”da süren Ermeni işgalinin son bulması; evinden, yurdundan ve toprağından uzak kalan soydaşlarımızın haklarının iadesi, uluslararası toplumun en ciddi görevleri arasındadır.
Ayrıca, Hocalı katliamı üzerinden sinsi ve gizli niyetlerini yürütmeye çalışanlara, lobi çalışması ile müşterek sızımızı kullanma amacı taşıyanlara da çok dikkat edilmesi ve fırsat verilmemesi her milliyetçi-vatanseverin sorumlulukları arasındadır.
Unutulmasın ki, tek millet, iki devlet halinde olduğumuz Azerbaycan Cumhuriyeti’nin esaret altında bulunan vatan parçasına kavuşması vazgeçilmez zorunluluktur.
Biz Türk milliyetçileri ve ülkücüler, Türk milletine karşı yapılan bu soykırımı üzerinden 25 yıl değil 100 yıl dahi geçse unutmayacağız.
Gözlerini bu zalimlerin yaptıklarına kapatan, kulaklarını masum insanların çığlığına tıkayan terör hamilerine de hiçbir zaman geçit vermeyeceğiz.
Türk milletinin duası, desteği ve isteği de her zaman buna yönelik olacaktır.
Soykırımın 25. senesinde rahmeti rahmana kavuşan soydaşlarımızı rahmet ve minnetle anıyoruz.
Dünyanın unuttuğu ve sessiz kaldığı Hocalı'yı unutmayacağız, unutturmayacağız!
İki devlet tek millet, can Azerbaycan’a selam olsun!
Allah Türk'ü korusun ve yüceltsin.