Herşey karman çorman

Genel anlamda güvenlik güçlerimiz, askerimiz, jandarmamız ve de polisimiz, teröre karşı mücadelede belli zorluklarla karşı karşıya. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da teröristi ayırt etmek imkansız gibi bir şey! Sıradan bir vatandaş...

Genel anlamda güvenlik güçlerimiz, askerimiz, jandarmamız ve de polisimiz, teröre karşı mücadelede belli zorluklarla karşı karşıya.

Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da teröristi ayırt etmek imkansız gibi bir şey!

Sıradan bir vatandaş olarak görülen bir kimse, karşımıza terörist olarak çıkabiliyor.

Silahlı Kuvvetler düzenli orduya karşı çok daha kolay savaşır.

Teröre karşı mücadelede, teröristin, nereden ve nasıl çıkacağı belli olmadığı gibi, hangi eylemi gerçekleştireceğini de tahmin etmek çok zor.

PKK’lı militanları ve de sempatizanları her alanda, her kurum ve kuruluşta yer alabilmekteler.

Öylesine örgütlü ve de bilinçli hareket ediyorlar ki, sureti haktan görünerek sinsice, örgüte hizmet edebiliyorlar.

Kimi odalarda, derneklerde, sendikalarda, demokratik kitle örgütü adındaki bir sürü yapılanmada, şu ya da bu biçimde yer alıp, toplumun hiç de tepkisini almadan, mesleki dayanışma adına, demokratik tepki görüntüsü içinde bir sürü eylemde her kesimden insanı bir araya toplayabiliyorlar. İşin çok daha çarpıcı yanı, PKK terör örgütünden nefret eden, ülkesini ve ülke insanını seven insanlar bile bilmeden, terör örgütünün değirmenine su taşıyabilmekteler.

Bunlar cahil de değiller.

Hepsi de okumuş, birer meslek sahibi, hatta devlet memuru kişiler.

Mesleki dayanışma adına ama ideolojik tercihleri nedeniyle, bir yapıda yer alıyorlar. Bu yapının yerel kadrosu tam bir yurtsever olmasına karşın, federasyonun ya da üst yapının ne olduğunu ve neye hizmet ettiğini tam anlamıyla bilmediklerinden, şu ya da bu biçimde, bu pisliğin içinde yer alıp bu hainlere hizmet etme ahmaklığını da sergileyebiliyorlar.

Bu insanların önemli bir bölümü, bu tür yapılanmalara, 1980 öncesinin ideolojik kalıplarıyla baktıklarından, bugünkü yapının o kalıptaki görüntüsüne aldanıp, özünde ne yapılmakta olduğunun ve kimlere hizmet edildiğinin bile farkına varmadan, kendi oturdukları dalı kesmekle meşguller.

Ülke genelinde, bazı oda, dernek ve sendikalara dönük operasyonlar yapıldığında da, bu operasyonun iktidar tarafından muhalefet yapanlara dönük olduğu propagandasının peşine takılıp, çok daha bilenmiş bir biçimde, ciddi eylemlere katılma yanlışı içine girebilmekteler. 1980 öncesinde PKK terör örgütünün sol jargonla yola çıktığını, Türk ve Kürt ayrımı yapmadan gençliği aynı teknede yoğurmaya çalıştığını özellikle de, “Uluslar kendi kaderini kendisi tayin etmeli” öğretisi öne çıkarılarak, Kürt ırkçılığına dayalı Türkiye’yi bölme mücadelesine, bizim çok akıllı bazı solcularımız da destek vermişti. Bugün bile bu aymazlık içinde olan Türkler var.

Sol ideolojide, ırkçılık diye bir şey olmamasına karşın, Türkiye’de bir ayrıntıdan yola çıkarak Türk gençlerinin bir kısmı kullanıldı. Kürt gençlerinin solcu kesimi de zamanla Kürt ırkçısı haline getirildi.

Daha doğrusu, PKK terör örgütü, sapla samanı bırakın, her şeyi birbirine karıştırarak, herkesin nabzına göre şerbet vererek, kan ve gözyaşı üzerinden, büyük rantların peşinde koşmakla meşgul.