MERHABA
dostlar.
Yine, yeni, yeniden bir hatırat ile karşınızdayız.
Bayram tatili, yaz sezonu derken, yoğun bir dönemden geçtiğimiz için hatırat köşemize biraz ara vermek zorunda kaldık.
Şimdi de açığı kapatalım istiyoruz. Bakalım temmuz ayında hatıratımıza giren ilk beş olay hangileri olmuş.
*
Her zaman olduğu gibi, yine başarılı bulduğumuz ancak toplam 5 konu seçilebildiği için sıralamada yer almayan olayları tebrik etmemiz gerek.
Örneğin CHP Alanya İlçe Örgütü tarafından eğitim sorununa dikkat çeken 40 maddelik bir rapor hazırlanması ve bunun Milli Eğitim Bakanlığına gönderilmesi, önemli eğitim kurumları bulunan kentimizin bu alandaki imajı için de olumlu bir gelişme olmuştur.
*
Gelelim listenin 5. sırasına. 5. sırada Ak Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’nun yeni kurulan kabinede yine Dışişleri Bakanı olarak görevlendirilmesi yer alıyor.
“Yahu, böyle bir olay hiç 5. sıradan girilir mi?” demeyin.
Çünkü bu gelişme sadece bir başlangıçtır. Önemli olan bu görev dolayısıyla kentin kazanımlarıdır. Kentin sorunlarına yakından vakıf bir kişinin kabinede yer alması ise kentimiz için elbette bir kazanım ve umut kaynağıdır.
Bu kazanımları da umuyoruz ki önümüzdeki hatıratların üst sıralarında göreceğiz.
*
4. sırada gündemi epey meşgul eden çocuk parklarına güvenlik kamerası takılması yer alıyor.
Evet, ne yazık ki artık çocuklarımızın güvenliğinin konuşulduğu bir duruma geldik.
Çocuklarımızın güvenliğinin sağlanması her şeyden önemli, şehrin dinamiklerinin bu hassasiyeti göstermesi ve gündemde tutması da takdire şayan.
Ancak kendine özel bir yapısı olan şehrimizin orantısız büyümesi ile artık bunları konuşuyor duruma gelmemiz de bir o kadar üzücü olmaktadır.
Hem büyümek, hem de mahalle olmaktan uzaklaşmamayı başarmak durumundayız.
*
3. sırada artık geleneksel hale gelen Gökbel Yayla Şenlikleri ve yağlı güreş müsabakaları yer alıyor.
Aslında bu etkinlikler kentin imajı bakımından daha üst sırada yer almayı hak ediyor.
Peki neden üçüncü sırada yer alıyor diye soracak olursanız, yanıtım belli.
Bu tür yayla veya kırsal şenliklerinin ister adet ister Türk gelenekleri deyin, belli amaçları olması gerekir.
Normalde bu tür şenliklerin bir üretim amacına hizmet etmesi gerekir. Mesela, bir hasat şenliği olabilir, üretimi teşvik edecek ve onu kutlayacak bir etkinlik yapmış oluruz. Ya da turizm haftası kapsamında yapılan yörük göçü, aslında Gökbel gibi şenliklerin ana teması olabilir.
Bu haliyle Gökbel şenlikleri halen siyasi yönü ağır basan ve tüketime yönelten bir şenlik olmaktan öte gidebilmiş değil.
Bu nedenlerle de eksiklerin tamamlanması ve artık adına yakışır şekilde üretimi çağrıştıran, kırsal kültürü zenginleştiren bir hale getirilmesi lazım.
*
2. sırada temmuz ayı başlarında yaşanan şehir disiplini tartışması yer alıyor.
Bu konu neden önemli derseniz, yaklaşan belediye seçimlerinde ortaya çıkan ilk kıvılcım olmasındandır.
Çünkü, genel seçimin galipleri cumhur ittifakının iki üyesinin dahi karşı karşıya geldiği görülmektedir.
Ve öyle görünüyor ki, yerel seçim yaklaştığı zaman, projelerin genellikle şehir disiplinini sağlamak amacı güdeceği, bu yoldan halkın takdirini kazanarak oy toplama çabalarına girileceğini de işaret etmektedir bu tartışmalar.
Doğru yerlere parmak basan kazanır diyelim ve gelişmeleri takip edelim.
*
1. sırada ise temmuz ayına yaraşır galibimiz, tabi ki turizm olacak.
Bir yanda tüm zamanların en yüksek turist sayısına doğru giden istatistikler, diğer yandan çeşitli sorunlarla boğuşan esnaf ve derneklerle karıştığında, kafalar da aynı oranda karışıyor.
İyiye mi gidiyoruz, kötüye mi gidiyoruz?
Yanıtı bulmak için henüz erken, ancak tartışılan konu başlıklarını verirsem durumun vehametini anlayacaksınız.
Örneğin, plajlardaki kumların, mendireğin yanlış yapılması nedeniyle eksilmesi iddiası, plaj işletmecilerin plaja hunharca davranması ve kot farkına neden olacak kadar kum takviyesi iddiaları, alkole sürekli gelen zamların işletmeleri kaçak alkole yöneltebileceği uyarısı, şehrin trafiğinin akmaz hale gelmesi ve ışıklarda bekleme ile yeşil dalga ihtiyacı, Kestel’de bir otelde kuyu suyundan kaynaklandığı düşünülen toplu gıda zehirlenmesi, safari ciplerinin bir bölümünün kaçak işletildiği iddiası…
Hem iyiyiz, hem kötü.
Bu konuyu doğru zamanda uzun uzun tartışmamız gerekiyor.
*
Bu ayın hatıratını geride bırakarak hepinize saygılar sunuyorum.