Bingöl, Güneydoğu illerimizin içinde en az terör eylemi olan müstesna bir ilimizdir. Milletvekili seçimlerinde, teröristlerin her türlü saldırısına karşı koyarak BDP destekli adaylara oy vermemektedir. Böyle bir ilde PKK istediği gibi at oynatamamakta olduğundan ikide bir Bingöllüleri korkutmak veya öldürmek için eylem yapmaktadır. Nitekim, Bingöl’ün en işlek ve kalabalık caddesi üzerinde, halkın alışveriş yaptığı sırada üzerinde bomba bulunan terörist bir kadın bu kalabalığa doğru sinsi bir şekilde ilerlemektedir. Yanında 3 çocuğu olan, Hatice Belgin adında cesur bir hanım, canlı bombayı fark ediyor ve hemen o terörist kadının üzerine atlıyor, boğuşmaya başlıyor. O sırada 4-5 metre uzağında bulunan 14 yaşındaki Ceylan olayı şöyle anlatıyor: "Annem, elinde bomba olan kadını görünce üzerine yürüdü. Boğuşmaya başladılar. Bomba yere düştü. Annem 'Allah aşkına patlatma' diye yalvardı. Annemle o kadın boğuşurken bomba patladı." Düşünebiliyor musunuz? O cesur Hatice Belgin, teröristi fark edip cesaretle ve ölümünü göze alarak üzerine atlamasaydı, kim bilir, o kalabalık içinde kaç kadın, kaç çocuk, kaç erkek ölürdü? Bu kahraman kadının, o boğuştuğu yerde, bir heykelinin dikilmesini, Bakan Cevdet Yılmaz’dan ve Bingöl Belediye Başkanından istemek çok mu olmayacak bir istektir.
PKK olsun ve onun üst kuruluşu olan KCK örgütü olsun, kanla beslenen vampirlerdirler. Van'da halk canı ile uğraşırken, ülkemizin dört tarafından Türk’ü, Kürt’ü, Abaza’sı, Çerkez’i, Arap’ı ve diğerleri depremzedelere yardım yapabilmek için gerçekten insan üstü çaba gösterirken, onlar bir başka ilde insanları öldürmek için beyinleri afyonla köreltilmiş canlı bombaları gönderiyorlar. Bu ne insanlık dışı bir davranıştır.
Artık, Kürt halkı da isyan bayrağını çekmeğe başlamış bulunuyor. Ancak, bu sızlanışlar, bu tepkiler bu insanlıktan nasibi olmayan bu vampirleri uyarabilecek mi?
Kahraman Hatice Bacımızın eşi Kadri Belgin isyanını şöyle dile getiriyor: "Yeter artık, kadınları, çocukları öldürerek hangi hakkı alacaksınız? Eşimi kaybettim, oğlum yoğun bakım da, böyle hak aranır mı? Bu bir vahşet, hangi vicdan sahibi bu saldırıyı haklı görebilir? BDP'liler il binasına astıkları siyah bezi indirsinler. Kına yaksınlar. Onların çocukları Antalya’larda tatil yapıyor, barlarda eğleniyor, en lüks kolejlerde okuyor. Burada bizim gibi garibanların çocukları ölüyor. Onlar hep rant peşindeler. Cahil insanları kandırarak dağa çıkarıyorlar. Üslerine bomba bağlıyorlar. Bu mudur halkı düşünmek? Ben de ZAZA’yım, masum kadın ve çocukları öldürenlerin insanlıktan nasibi yoktur. Önce öldürüp sonra özür diliyorlar, kimi kandırıyorlar. Üstünüze bomba bağlayıp sokağa çıkarken insanların öleceğini bilmiyor musunuz?"
Elbette biliyorlar ama bilmedikleri bir şey bu işledikleri cinayetin Kuran’ı Kerimimizde nasıl bir şekil de yankı bulduğudur. Nisa Suresi'nin 93. ayetinde Allah cc. "Kim bir mümini öldürürse cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir" diyor ve Maide Suresi'nin 32. ayetinde ise "Her kimse birinin hayatını kurtarırsa bütün insanları kurtarmış olur" müjdesini veriyor Hatice Belgin bacımız gibi kahramanlara.
Gerçekten Hatice Belgin, o mel’un kadının üzerine atılmasa idi, kim bilir orada kaç masum çocuk, kadın, erkek ölecekti? Kanaatimce ve inancımca ben Hatice Belgin’in şehit olduğuna ve "Şehitlerin ölümsüz olacağı" hükmünden yararlanacağına inanıyorum.
Ruhun şad, mekanın cennet olsun şehit anamız Hatice Belgin, çocukların bizlere emanettir, merak etme sen orada rahat uyu…