BELEDİYE
başkanı ve diğer belediye görevlilerinin en başta gelen görevi belediye sınırları içerisindeki halka hizmet etmektir. Görevini kötüye kullanıp yasaları çiğneyerek vatan hainliği yapmak değildir. Maalesef HDP'ye ait belediyelerde kanunsuzlukların hangisini sayalım. Bir kere 'Bu belediyelerde yolsuzluklar gırtlaklarına kadar' demek azdır. Maalesef MHP ve CHP’ye ait belediyelerin kapısını her gün müfettişler aşındırırken, bu belediyelere müfettiş kapıdan içeriye dahi alınmıyor. Alınmıyor değil, giremiyor.
Belediye araçları ile şehirlerde hendek kazılıyor, teröristlere silah taşınıyor. Belediye çalışanlarının bazıları ise bizzat terör faaliyetlerine katılıyor, zira onun için belediyeye işe alınmış. Bazı belediye çalışanları ise tepelenerek etkisiz hale getirilen teröristlerin yakınları ki, sus payı olmuş oluyor. Devletin aleyhine kanunsuz gösterilerde bütün belediye çalışanları ve aileleri yer almak zorunda. Aksi durumda belediye çalışanının işine son verilir. Belediye başkanları da dahil bütün belediye çalışanları her ay maaşlarından belirli bir oranda “Pekekeye” haraç vermek zorunda. Belediyenin ambulansı ile yaralı terörist nakli ve silah taşınması ise işin cabası. Bu anlattığım bilgiler ilgili resmi kurumlarda da fazlası ile mevcut. Örnekleri daha çoğaltmak mümkün. Belediyelerin çoğunda Türk Bayrağı, Atatürk posteri ve İstiklal Marşı ne gezer. Onların yerine başka şeyler var. Yani, bu belediyeler devletimizin resmi kurumu mu, yoksa terör örgütünün üssü mü, veya hücre evi mi belli değil. Zira belediyeden başka her şeye benziyor. Bu arada gerçekten kanunsuzluk yapmayan HDP’li belediye var ise onları tenzih ederim, eyvallah.
İşin en acı yönü ise bu belediyelere her ay İller Bankası'ndan, yani devletin kasasından hem de çok yüksek miktarda düzenli olarak para gönderilmesidir. Pekala bu paralar nereye gidiyor? Belediye başkanları çok yüksek maaş alıyor, personel giderlerinden sonra örgüte müthiş paralar aktarılıyor. Asli işleri olan halka hizmet ise hak getire! Yolsuzluk boyutları ise anlatılamaz boyutlarda. Efendim, bu anlattığım belediyeler sınırlarımız dışında değil, maalesef ülkemiz içerisindedir. Pekala bunlara engel olmak kimin görevi? Elbette hükümetin görevi ama nerede? Acaba böylesi durumlar başka ülkelerde olsa bu kadar müsamaha gösterilir mi dersiniz?
MHP ve CHP’li belediyelere zulüm derecesinde baskı yapanlar nerede acaba? Bu hainliklere ne kadar sabredeceğiz? Bunca olanlardan sonra bazı ufacık adımlarla sorunu ortadan kaldıramazsınız. Köklü çözüm istiyoruz. Bu belediyelere devlet kasasından gönderilen ve devletimize silah olarak doğrultulan paraların hemen kesilmesini istiyoruz. Yasalar gayet açık, lütfen uygulansın. Öyle yağma yok! Ya asli görevleri olan halka hizmet edecekler, veya bu ihanetlerin bedelini ödeyecekler. Aksi durum ise işlem yapmayanlar da suçlara iştirak etmiş olmazlar mı?
-DEVAM EDECEK-