Her gün yeni, yeni şeyleri izliyoruz. Hem de soranlara ve eleştirenlere kocaman hakaretler edilerek. “Anaların gözyaşları akmasın, şehit cenazeleri gelmesin” denilerek. Elbette kimse istemez anaların ağlamasını veya şehit cenazelerinin gelmesini. Olay başka hem de bambaşka. Herkes aptal da siz ve işbirliği içersinde olduğunuz bölücü hainler mi akıllı. “Açılım” adı altında millete tuzak kurulmaktadır. Yapılanların dünyada başka bir örneğini bulamazsınız. İdam cezası “Ağırlaştırılmış müebbet” hapse çevrilen bir cani ile devlet ve milletin itibarını ayaklar altına alarak pazarlık yapıyorsunuz. Bunun kabul edilebilir bir yanı var mı?
Başbakan ve yanındakilere göre sanki olumlu bir netice alınarak hedefe ulaşılmış, hem de devlet kazançlı çıkmış gibi bir hava estiriliyor. Biraz yavaş olunuz efendim. Karşınızdakiler ne verirseniz verin razı olmayacak şahıslardır. Siz taviz verdikçe onlar verdiklerinizle yetinmeyip daha fazla hem de en fazla isteyeceklerdir. Eğer istedikleri tavizleri alırsalar, bu defa, “Ben bunları vurarak aldım bundan sonra daha fazla vuracağım ve daha fazla kopararak nihai hedefime ulaşacağım” demeyeceklerinin garantisi var mı acaba?
“Analar ağlamasın” ya da “Akan kan dursun” gibi benzeri sözler Orhan Veli Kanık’ın çevirisiyle Le Fonten’den masallardan ibarettir. Kim istemez akan kanın durmasını veya anaların ağlamamasını. Sadece bölücü ve hain güruh istemez. Evet sizin bu “dahiyane” projenizle bir süreliğine, evet bir süreliğine akan kan duracak ve analarımız ağlamayacak. Ama sonra sadece analarımız değil, yedi ceddimiz ağlamaya başlayacak. Tarih sizleri affetmez. “Güzel şeyler olacak” denilerek işaret fişeği atılan bu teslimiyet ve yıkım projesinin sonu korkarım Allah korusun Sevr’e gider.