Son günlerde gündem öyle çabuk gelişiyor ve öyle inanılması güç olaylar meydana geliyor ki hangisini öne alalım, hangisini izah edelim doğrusu aciz kalıyoruz. Daha bir gün önceki yazımda, ABD’den 80 kadar senatörün, Türkiye Başbakanı’na mektup yazarak, İsrail devletini terörist devlet olarak nitelemesinden ötürü özür dilemesini istemişlerdi. Bu mektup karşısında Dış İşleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu sert bir şekilde, Türkiye’nin hiçbir devletten, hele İsrail’den özür dilemeyeceğini açıklamıştı. “Gururluyuz ve mutluyuz” yazımda bu cevabı değerlendirmiş ve Davutoğlu’na teşekkür etmiştim. Aradan daha bir hafta geçmeden, Türkiye’nin Filistin’e yardım malzemesi taşıyan Mavi Marmara gemisine baskın yapan İsrail askerlerinin, 9 Türk ve 1 ABD vatandaşı Türk uyruklu 10 kişinin şehit etmesinden dolayı Hükümetimiz, İsrail devletinin özür dilemesini, ölenlerin ailelerine tazminat ödemesini ve Filistin’e uygulanan ambargonun kaldırılmasını talep etmiş ve talebinde şimdiye kadar ısrarını sürdürmüştü. ABD’nin ve AB’nin araya girerek bu ısrardan vazgeçmemizi istemiş olmalarına rağmen, Başbakan R.Tayyip Erdoğan “Hayır” demiş ve dik durarak Türkiye’nin prestijini en üst konumda korumuştur. Netice olarak Türkiye’nin ısrarla talep ettiği üç şartını İsrail kabul etmiştir. Yani, Türkiye’den özür dilemiş, şehit ailelerine tazminat ödeyeceğini kabul etmiş ve Filistin’e uyguladığı ambargoyu kaldıracağını beyan etmiştir. Büyük devlet lafla olmaz, eylemle, stratejik uygulamayla ve planlı bir şekilde hareket etmekle olur. Bu gurur verici oluşumları ne iç nede dış düşmanlarımız kabul etmeyecek, yine hükümetimizin bu büyük hamlesini küçümseyecekler, dolayısıyla dillerinin döndüğü oranda karalamalarına devam edeceklerdir. Ama Türk milleti bu karalamalara değil, yapılanları değerlendirerek kararını verecektir. 10 yıldır iktidarda olan AKP üç milletvekili seçiminde oyunu arttırarak hep birinci parti olmuş ve tek başına iktidarda kalmıştır. Şimdi, 21 Mart’tan itibaren başlayan silahların bırakılarak terörün bitirilmesi olayının önümüzdeki birkaç ay içinde tamamen çözümü durumunda bakalım nasıl tavır takınacaklar göreceğiz. 30 yıldır kanayan bu yaranın tedavisini Türk anaları da Kürt anaları da istemekte, bir daha Türk bayrağına sarılı tabutların gelmeyeceğine gönülden inanmaktadırlar. Bir daha hiçbir ananın yüreği yanmasın, bir daha gencecik fidanların tabutları gelmesin dileğinde bulunuyorlar.
Bütün dünya basınının hararetle ve heyecanla sür manşetten duyurduğu, dost, düşman devletlerin tebrik ettikleri İsrail devletinin Türk devletinden özür dilemesi olayından dolayı biz Türk milleti olarak elbette gurur duyduk ve çok da mutlu olduk.