Güney cephesinde değişen bir şey yok!

ERİCH Maria Remarque'nın 1929'da yazdığı, 1930'da filmi de çekilen, savaşın korkunçluğunu ve anlamsızlığını ele alan müthiş bir romandır.   İsmi:

ERİCH

Maria Remarque'nın 1929'da yazdığı, 1930'da filmi de çekilen, savaşın korkunçluğunu ve anlamsızlığını ele alan müthiş bir romandır.

İsmi: "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok."

Aranızda ismine aşina olanlar, hatta okuyanlar mutlaka vardır.

Roman, bağnaz öğretmenlerinin kışkırttığı vatanseverlik duygularıyla Birinci Dünya Savaşı'na gönüllü olarak katılan bir grup Alman gencin, savaşın gerçekliği altında nasıl ezildiklerini anlatır.

Romanın kahramanı, savaş yüzünden yaşama bağlılığını ve yaşama sevincini öylesine yitirmiştir ki, önünde uzanan upuzun bir yaşama bakıp, "Varsın aylar, yıllar geçsin. Nasılsa bana getirecekleri bir şeyleri kalmadı" der son sayfada.

Bedenen yaşamaktadır ama ruhen çoktan ölmüştür.

Tıpkı bizim Alanya turizmi ve esnafı gibi.

Neden böyle söylüyorum?

Hemen izah edeyim.

Takvimler 18 Haziran 2015'i, yani geçen sene bu zamanları gösterdiğinde, Yeni Alanya şu manşeti atmıştı.

"Kriz simsarları devrede."

İsveç Fahri Konsolosu ve Elysee Otelleri sahibi Hilmi Tokuş'un, "Acenteler, kriz bahanesiyle sürekli 'Fiyat kırın' baskısı yapıyor" sözleriyle giriş yapılan haberde Tokuş'un şu açıklamalarına yer veriliyordu...

"Bu yıl, Avrupa ve Rusya’daki krizler yüzünden acentelerin yılı oldu. Ticari olarak bu krizlerden faydalanıyorlar ve sürekli fiyat kırmamızı istiyorlar. Etkin bir turizm politikası istiyoruz. Alanya'nın ve Türk turizminin en büyük sorunu, Turizm Master Planı'nın olmaması. Hep bir sonraki yıla göre plan yaparak turizm sektörü yürümez."

Aradan bir yıl geçti, var mı değişen bir şey?
Yok!

Devam edelim.

Bu kez 19 Haziran 2015'teyiz.

TÜRSAB Alanya BYK Başkanı Suat Çavuşoğlu, Alanya turizminin içinde bulunduğu durumu şöyle özetlemiş...

"...Bayrama kadar boşuz. Acentemin sadece dünkü zararı 83 bin Euro. Turizmci önünü göremiyor. Çünkü hükümet kurulamadı, Turizm Bakanlığı yok, önceki hükümetin verdiği sözler de tutulmadı. Tur operatörlerine uçak başına verileceği söylenen 6 bin dolarlık ödemeler yapılmadı. Polonyalı turiste vizenin kaldırılacağı yönündeki söz tutulmadı. IŞİD yüzünden Müslüman ülkelerin imajı bozuldu, Türkiye de prestij kaybetti..."

Sonuç?

Turizm Bakanlığı geçen sene de yokmuş, bu sene de zaten yok hükmünde. Türkiye geçen sene Avrupa'da prestij kaybetmiş, bu sene imajımız yerlerde sürünüyor.

Aradan bir yıl geçti, var mı değişen bir şey?
Yok!

Devam edelim.

Bu kez 20 Haziran 2015'teyiz.

Alanya Turistik İşletmeciler Derneği’nin (ALTİD) yönetim kurulu üyeleri; Kargıcak, Mahmutlar ve Kestel bölgesindeki otelcilerle istişare toplantısı yapmış.

Burada otelcilere hitap eden ALTİD Başkanı Burhan Sili, Rus pazarında yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı önceki yıla göre ilk beş ayda bu ülkeden Antalya’ya gelen turist sayısında yüzde 30 düşüş kaydedildiğini, sezon sonunda ise bu düşüşün yüzde 20 seviyesine gerileyeceğinin öngörüldüğünü ifade etmiş.

Ve şöyle devam etmiş...

"...Böyle bir kriz ortamında kişisel ve kısa süreli menfaat sağlamaya çalışmadan hareket edilmesi, turizmcilerin güç birliği yapması gerek. 38 milyar dolar civarında gelir elde edilen ve ciddi oranda istihdam oluşturan bir sektörde 'Göç yolda düzelir' mantığıyla hareket edilemez. Turizm politikaları ciddiyetle ele alınmalı..."

Aradan bir yıl geçti, var mı değişen bir şey?
Yok!

Devam edelim.

23 Haziran 2015'teyiz.

Yeni Alanya'nın manşet başlığı şuymuş:

"Bıçak kemiğe dayandı."

Sazı eline ilk alan isim, Kleopatra Otelciler Birliği Başkanı Servet Şakiroğlu olmuş ve şunları söylemiş...

"...Devlet, turizm sektörüne gereken önemi ve desteği vermiyor. Böyle giderse oteller sadece personel çıkarmak zorunda kalmayacak, kapatmaya kadar gidecek. Oysa ülkede cari açığı turizm kapatıyor. Destek verilmezse, ceremesini bizim gibi ülkemiz de çekecek..."

Bunları, henüz Rus uçağı vurulmadan 6 ay önce söylemiş. Krizin en büyüğünün geleceğini bilmeden.

Şakiroğlu'nun ardından ALTİD Başkanı Burhan Sili'ye mikrofon uzatılmış ve şu cümlelerine yer verilmiş...

"...Haziran ayında Rus pazarının toparlanacağı beklentisine karşın düşüş sürüyor. Tesisler tam randımanlı çalışmıyor. Ramazan'dan sonra iç pazarın canlanacağı umuduyla, mevcut personeli elde tutmaya çalışıyoruz..."

Son sözü ise Konaklı Turistik İşletmeciler Derneği (KONTİD) Başkanı Ali Orkan almış ve şöyle konuşmuş...

"...Geçen yıl bu dönem doluluğumuz yüzde 80'di, bu yıl yüzde 50 civarında. Bölgemizde halen açılmayan 3 otel var. Açılan otellerin de çoğu zaten erken kapatacak. Artık sektörde kemer sıkma politikası izleniyor. Bu da bölgemiz ve çalışanlar adına çok üzücü..."

Aradan bir yıl geçti, var mı değişen bir şey?

Yok! Aksine işler daha da kötüye gidiyor.

Devam edelim.

Turizm Bakanlığı bakmış ki Alanya'da işler sarpa sarıyor, "Bıçak kemiğe dayandı" gibi laflar ediliyor, Haziran seçimleri de umulduğu gibi olmamış ve koşar adım 1 Kasım Genel Seçimleri'ne gidiliyor.

Seçmeni hoş tutmak, oyları başka partilere kaptırmamak gerek, 25 Haziran 2015'te Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı'yı "Turizmcilerin gazını al" diye Alanya'ya göndermişler.

ALTSO'nun düzenlediği toplantıda turizmciyi dinleyen Arıcı, "Hiç merak etmeyin, tüm sıkıntılarınız bitecek" demiş.

Toplantı "nedense" basına kapalıymış ama bizim acar muhabirler içeriden bilgi almışlar ve habere "İşte turizmcilerin Arıcı'ya ilettiği sitemler" notuyla şu bilgileri eklemişler...

"...Kriz 'Geliyorum' dedi ama bakanlık hiçbir şey yapmadı. Rus pazarına yönelik önlemler geç alındı, verilen 6 bin dolarlık destek de turizmin olmadığı ayları kapsadı. Sektör sahipsiz. Vizeler kalkmalı. İçkide ÖTV düşürülmeli. Yeni otel teşvikleri durdurulmalı..."

Aradan bir yıl geçti, var mı değişen bir şey?
Yok!

Devam edelim.

Bu kez 29 Haziran 2015'teyiz.

Manşet; "Kriz derinleşiyor."

Rus turiste bağlı otellerde doluluk sadece yüzde 40'mış.

Hâlâ hiç açılmayan, açılıp kapanan veya iki bloğundan birini kapatan oteller varmış.

Turizmci devletten destek bekliyormuş.

İşten çıkarmalar şimdiden başlamış.

Boş otellere turist çekmek için tur operatörlerine geçen yılın fiyatları üzerinden yüzde 40’a varan indirimler yapılıyormuş, bunun da 5 yıllık kazanımı götürdüğü belirtiliyormuş.

Almanya'ya fiyat indirimi yapılmasına rağmen Rusların boşluğu dolmamış.

Başta IŞİD olmak üzere çevremizdeki olayların etkisi tedirginlik yaratıyormuş.

Rusya’da ekonomik krizin devam etmesi, sadece bu yıla değil, gelecek yıla yönelik beklentileri de olumsuz etkiliyormuş.

TÜRSAB Alanya BYK Başkanı Suat Çavuşoğlu, "Ne yazık ki, Alanya'da hiç açılmayan ve açılıp kapanan, ya da bir bloğunu kapatmak zorunda kalan oteller var" derken, Kleopatra Otelciler Birliği Başkanı Servet Şakiroğlu, "Açık oteller eleman çıkarma yoluna gidiyor ve sezonu erken kapatmayı planlıyor. Artık devlet desteği şart olmuştur" demiş.

Aradan bir yıl geçti, var mı değişen bir şey?
Yok!

Devam edelim.

30 Haziran 2015'teyiz.

Yeni Alanya'nın başlığı: "Gücümüz kalmadı."

Alanya esnafı, turizmde yaşanan kriz nedeniyle adeta kan ağlıyormuş.

Esnaf temsilcileri, Alanya Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Nuri Demir ve aynı zamanda esnaf kooperatifi başkanı olan Alanya Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Velittin Yenialp'le bir araya gelerek içinde bulundukları durumu anlatmış.

Esnaf adına, temsilci Selahattin Ünlüoğlu konuşmuş.

AVM'lerin esnafı bitirdiğini söyleyen Ünlüoğlu, "Çarşıda bir tek turist yok ama AVM'lerin önünde 20-30 tur otobüsü var. Rehberler turiste 'Esnafa gitmeyin' diyor. Esnaf arkadaşımıza haciz geldi, çaresiz esnaf 'İki çocuğumdan birini alın' dedi. Şu an afet yaşıyoruz. Esnaf birbirine bıçak çekiyor. Artık kimsenin dayanacak gücü kalmadı" demiş.

Esnaf Odası Başkanı Nuri Demir, "15 aydır oda başkanıyım, hiç düğün evine gitmedim, hep cenaze evindeyim. Esnaf ağlıyor, ben de ağlıyorum. Elimizden gelen bir şey yok. Bu kriz, oda başkanının çözebileceği bir kriz değil. Bunu belediye başkanı da, başbakan da çözemez" derken, Velittin Yenialp, "Turizm gerçekten çok kötü gidiyor. AVM gibi diğer faktörler de işin tuzu biberi" diye konuşmuş.

Aradan bir yıl geçti, var mı değişen bir şey?
Yok!

Uzun lafın kısası, kıymetli okuyucu...

Yazının başında bir romandan söz etmiştim.

Romanın kahramanının, savaş yüzünden yaşama bağlılığını ve yaşama sevincini yitirdiğini, önünde uzanan upuzun bir yaşama bakıp, "Varsın aylar, yıllar geçsin. Nasılsa bana getirecekleri bir şeyleri kalmadı" dediğini aktarmıştım.

Bir de, bedenen yaşamakta olduğunu ama ruhen çoktan öldüğünü not etmiştim, tıpkı Alanya turizmi gibi, tıpkı küçük esnaf gibi, tıpkı işsiz kalan binlerce turizm personeli gibi.

Aradan bir yıl geçti, var mı geçen yıl sayfalarca anlatılan sorunlar arasında değişen, çözüme kavuşan tek bir madde?
Yok!

Kısacası...

"Güney Cephesinde Yeni Bir Şey Yok."

Seneye de pek fazla umutlanmayın.

Adım gibi eminim, bu duyarsızlıkla yine değişen hiçbir şey olmayacak ve biz aynı şeyleri konuşmaya, yazıp çizmeye devam edeceğiz.