SİYASİ
kudret; bir anlamda yönettiğin ülkenin, şehrin veya ilçenin yönetimini de usul usul ele alma becerisidir.
Bunun siyasi terminolojide mutlaka bir tanımlaması, bir ismi vardır ama şu an ilgilenmiyorum, ben "elimden gelebildiği kadarıyla" 21 senedir ekmeğini yediğim gazeteciliğin de verdiği gözlemleme ve analiz becerimle Alanya siyasetine ilişkin birkaç "1 Kasım sonrası neler olabilir?" sorusuna dair tespitlerde bulunacağım.
Şöyle ki...
Bugün itibariyle Alanya siyasetinde 3 Kasım 2002'den beri, yani tam 13 yıldır AKP'li Mevlüt Çavuşoğlu, 30 Mart 2014 tarihinden beri de MHP'li Adem Murat Yücel baş aktördür.
Alanyalı olan Çavuşoğlu; ulusal, hatta üstlendiği görevler nedeniyle uluslararası çaptaki gücüyle Alanya'da etkilidir, Belediye Başkanı olan Yücel ise arkasına aldığı geniş halk kitlelerinin desteğiyle.
2002, 2007 ve 2011 Genel Seçimleri'nde hep seçilebilecek noktalardan aday gösterilip milletvekili olan, gerek dönemin Başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile, gerekse babaları dost olan şimdiki Başbakan Ahmet Davutoğlu ile samimi ilişkileri bulunan Çavuşoğlu'nun, özellikle dönemin ANAP'lı Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu'nun Temmuz 2009'da AKP'ye transferiyle hem AKP Genel Merkezi'ndeki hem de Alanya'daki ağırlığı ve popülaritesi katbekat artmıştır.
Alanya'nın orta ölçekli beldelerinden biri olan Kestel'de geçirdiği 10 yıllık belediye başkanlığının ardından giydiği "Alanya Belediye Başkanlığı" gömleğinin hakkını veren, sadece şehir merkezinden değil özellikle kırsaldan büyük destek alan ve almaya devam eden MHP'li Adem Murat Yücel de geride kalan 1,5 yılda sergilediği performansla kendisine verilen desteğin boş olmadığını gözler önüne sermiştir.
Ve 1 Kasım'da seçmenin önüne konulacak listede MHP'nin Alanya Adayı olan Cafer Uyar'ın bu kez 5. sıradan alınıp 4'e yazılmasında büyük payı olduğu konuşulan Adem Başkan için 1 Kasım Seçimleri gerçek manada rüştünü ispatlama sınavı da olacak gibi gözükmektedir.
Özellikle, yıllarca Kestel Belediyesi'nin halkla ilişkiler departmanında görev yapmış, ardından yine Adem Başkan'ın halen yöneticisi olduğu Alanya Sulama Birliği'nde görevli Meryem Aydoğan'ın sessiz sedasız MHP listesinin 10. sırasına yazılması da, Alanya'nın Antalya ve Ankara nezdinde kulisinin ne denli sağlam olduğunun adeta bir delili gibidir.
Gelelim asıl meseleye...
AKP'nin üst düzey yöneticilerinin 7 Haziran öncesi Adem Başkan'a "Bize transfer ol, ne dilersen dile" dediğini, buna rağmen Adem Başkan'ın "Bana oy veren 60 bin kişiye bunu yapamam" deyip her türlü olası zorluğu göze aldığını, AKP'nin ise bugün bile Adem Başkan'ın peşini bırakmadığını artık sağır sultan bile duymuş durumda.
Diyeceğim o ki...
1 Kasım Seçimleri bir anlamda...
Girdiği 2004 ve 2009 Yerel Seçimleri'nde Alanya Belediyesi'ni kazanamayınca hazır seçim kazanmış Sipahioğlu'nu transfer eden AKP ve dolayısıyla Mevlüt Çavuşoğlu ile, AKP'nin transfer tekliflerini geri çevirdiği konuşulan 2014'ün galibi MHP'li Adem Başkan arasındaki güç dengelerinin tanzimi için de bir sınav olacaktır.
AKP'li Büyükşehir Belediyesi'nin, Alanya'ya yapılacak birçok hizmeti "MHP'li Alanya Belediyesi'ne mal olmasın" mantalitesiyle hep ötelediği iddialarını, bunun da uzun vadede AKP'nin hanesine eksi yazıldığını bilmek bile, AKP ve dolayısıyla Mevlüt Çavuşoğlu için de büyük sıkıntı teşkil etmektedir.
Buna mukabil, 1 Kasım'da AKP'nin yeni bir "tek başına iktidarı" sonrası elde edeceği kudret ile Adem Başkan'ın "transfer" tekliflerine ne kadar dayanabileceği de ayrı bir soru işaretidir.
Diyeceğim o ki...
1 Kasım'ın sonuçları ülke için ne kadar önemliyse, belki de Alanya'nın yeni siyasi rotası için daha fazla önemlidir.