Grip miyim yoksa nezle mi? Bu iki hastalık birbirine çok karıştırılıyor. Yanlış tedaviler de hastalığın seyrini uzatıyor.
Hava sıcaklığının düşmesiyle soğuk algınlığı, diğer adıyla nezle ve grip şikâyetleri artmaya başladı. Kalabalık ortamlarda bulunanlar, çocuklar, yoğun seyahat edenler, hamileler ve 60 yaş üzeri bireylerin bu hastalıklara yakalanma riski oldukça yüksek. Soğuk havalarda kapalı ortamlarda bulunmak, hasta olan kişilerle tokalaşmak, öpüşmek, yakın mesafen konuşmak, bu tip hastalıkların kolaylıkla bulaşmasını sağlar. Soğuk algınlığı genel olarak antibiyotiğe gerek kalmaksızın tedavi edilebilirken, grip daha ciddidir ve iyi tedavi edilmezse zatürreye çevirebilir.
NEZLE YA DA SOĞUK ALGINLIĞI
Halk arasında üşütme olarak da anılan soğuk algınlığı, kış hastalıkları arasında en yaygın olanıdır. Yaklaşık 200 çeşit virüs bu grup hastalığa neden olur. Nezle diye de adlandırılan hastalık da bu gruptadır. Mikrop vücuda girdikten birkaç gün sonra hastalık belirtileri başlar. Ani burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı ve boğaz ağrısı, boğazda gıcık oluşması, öksürük, koku ve tat duyumunun azalması, gözlerde kızarma, sulanma ve yanma belirtileri arasındadır. Ateş genellikle normaldir, ama bazı kişilerde hafif yükselebilir. Birçok hastada yorgunluk, keyifsizlik, bitkinlik hali görülür. Baş ağrısı olabilir. Birkaç gün süren belirtiler bir hafta içinde kaybolur.
ÇOCUKLARDA DAHA SIK
Virüsler hasta kişinin hapşırması, öksürmesi sırasında havaya karışır. Sağlıklı kişiler de bu virüsleri burun veya gözler aracılığıyla alır. Virüsler, tokalaşma sırasında ve hatta virüsle kirlenmiş kalem, gözlük, mendil gibi eşyalarla da bulaşabilir. Bu virüslerin üremeleri için en ideal yer ısısı 33-34 santigrat derece olan burun boşluğudur. Hastalık küçük çocuklarda daha çok görülür. Ayrıca, erkek çocuklar kızlara göre daha hassastır. Sigara tiryakileri hem soğuk algınlığı hem de diğer solunum yolları hastalıklarına daha duyarlıdır. Evlerinde sigara içilenlerde de soğuk algınlığı riski daha yüksektir. Alkoliklerin de diğer enfeksiyonlara olduğu gibi nezleye de dirençleri daha azdır. Astım, egzama gibi alerjik hastalığı olanlarda solunum yolu enfeksiyonları daha fazla görülmektedir. Nezle, hafif seyreder ve kendiliğinden de geçer. Fakat tüm dünyada en çok görülen ve en çok işgücü kaybına neden olan bir hastalıktır. Vücut direnci düşük olan kişilerde ve çocuklarda ortakulak iltihabı, sinüzit, bronşit ve zatürree gibi hastalıklara yol açabilir.
ANTİBİYOTİK KULLANIMI
Soğuk algınlığının kesin bir tedavisi yoktur. Tedavi sürecinde A ve C vitamininden zengin sebze ve meyvelerin tüketilmesi lazım. Burun tıkanıklığının en iyi tedavisi hiçbir yan etkisi olmayan ‘Serum fizyolojik’ ismi verilen tuzlu suyun buruna damlatılması ve bulunulan ortamın nemli olmasının sağlanmasıdır. Tedavide antibiyotiğin yeri yoktur, çünkü antibiyotikler virüsleri öldürmez. Bu tür ilaçlar, sinüzit, orta kulak iltihabı varsa doktor denetiminden kullanılmalıdır. Hastalar istirahat, ağrı kesiciler, vitamin desteği, bazı soğuk algınlığı ilaçları ile ortalama bir hafta içinde iyileşirler. Tedavi sürecinde kafein içeren kahve, çay veya kolalı içecekler ile alkol kullanımından kaçınılmalıdır. Bu tür içecekler susuzluk yaratır.
KORUNMANIN YOLU: TEMİZLİK
Eğer sigara kullanılıyorsa, bırakılmalı ve sigara kullanılan ortamlardan uzak durulmalıdır. Hastalıktan korunmanın en kolay yolu el temizliğine dikkat etmek, hastalıklı kişilerin olduğu kapalı ortamlardan uzak durmak, hasta kişilerle tokalaşmak ve öpüşmek gibi yakın temastan kaçınmak gerekir. Temas varsa eller yıkanmalıdır. Parmaklar burun ve gözlerden uzak tutulmalıdır. Hasta olan çocuk ise, oyun sonrası oyuncaklar yıkanmalıdır. Öksürme ya da hapşırma sırasında ağız ve burun bir mendiller kapatılmalı, mendil de çöpe atılmalıdır.
GRİP DAHA CİDDİ SEYREDER
Nezleye benzer belirtiler gösterdiği için bu iki hastalık çok sık birbiriyle karıştırılır. Ancak soğuk algınlığından daha ağır ve ciddi bir tablodur. Çok kolay yollarla bulaşır. Bunların en masumu tokalaşmadır. Yakın mesafede konuşma, öpüşme ve kalabalık ortamlarda bulunma, hastalığın bulaşma potansiyelini artırır. Ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük, kas ağrısı, titreme, halsizlik, yaygın vücut ağrıları olur. Çocuklarda ve yaşlı kişilerde daha ağır seyreder. Grip tedavisinde özel virüs ilaçları ve belirtilere yönelik destekleyici tedaviler uygulanır. İyileşme süreci 1-2 hafta sürer. Özellikle yaşlılarda halsizlik, kuvvetsizlik gibi yakınmalar, iyileşmenin ardından da uzun süre devam edebilir. Etkili bir tedavi ile hastalık süresi kısaltılır ve yaşam kalitesi artırılabilir. Rahatlatıcı tedavi olarak ağrı kesiciler, bol sıvı tüketimi, yatak istirahati önerilir.
ZATÜRREYE ÇEVİREBİLİR
Hastalık iyi tedavi edilmediğinde zatürre gelişimine neden olabilir. Nefes darlığı ve öksürükle birlikte göğüs ağrısı görülmesi durumunda; ayrıca sarı-yeşil renkte veya kanlı bir şekilde balgam geliştiğinde, mutlaka doktora danışılmalıdır. Korunma yöntemi grip aşısıdır. Uygulama zamanı ekim başı ilâ kasım ortasındadır. Grip aşısı, her yıl tekrarlanmalıdır.
KİMLER AŞI OLMALI?
- 50 yaş ve üzerindekiler,
- Huzurevinde yaşayan veya kronik bakım altındaki kişiler,
- Kalp ve akciğer hastaları ile astım gibi kronik hastalığı olanlar,
- 6 ay – 18 yaş arasında uzun süreli aspirin tedavisi gören çocuklar,
- Kronik hastalık nedeniyle son 1 yıldır hastanede yatan veya tedavi görenler,
- HIV pozitif virüsü taşıyanlar,
- Kalabalık ortamlarda yaşayan öğrenci ve askerler ile diğer meslek gruplarındakiler…