Gözlerim yaşardı

İNANAMIYORUM. Toplum olarak, nerelerden nerelere geldik? Baksanıza. Laik Türkiye diye diye yeri göğü inleten CHP'den Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce'nin ailesinde de türbanlıların bulunması propaganda aracı oldu. Hele, Muharrem...

İNANAMIYORUM.

Toplum olarak, nerelerden nerelere geldik?
Baksanıza.
Laik Türkiye diye diye yeri göğü inleten CHP’den Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin ailesinde de türbanlıların bulunması propaganda aracı oldu.
Hele, Muharrem İnce'nin namazında niyazında biri olduğu vurgusunun, özellikle yapılmasına güler misiniz ağlar mısınız?
Ne yalan söyleyeyim.
Benim gözlerim yaşardı!
Neden yaşardığını ise, yazının sonunda anlayacaksınız.
Abdullah Gül’ün eşi türbanlı olduğu için, Cumhurbaşkanı olmaması için, inanılmaz olaylara imza atılması!
Merve Kavakçı’nın meclise türbanla girmemesi için, rahmetli Bülent Ecevit’in tepkileri boşuna mıydı?
Siyaset bir sanattır.
Daha da önemlisi.
“Siyaset olması gerekeni bilmek, olabiliri gerçekleştirmektir.”
Şimdi geriye dönüp bakalım.
CHP kurmaylarıyla, laik, demokrat kesim, siyaseti bilerek, olabiliri yani yapmak istediklerini sağlıklı öngörüleriyle yapabildiler mi, yoksa tam tersi, çok daha kötü ya da hiç istemeyecekleri bir ortamın doğmasına neden mi oldular?
Tabii ki, hiç de arzu etmedikleri bir Türkiye çizgisinin çizilmesine istemeden de olsa çok ciddi katkılarda bulundular.
Bu siyaset bilmemek, ileriyi öngörememekten başka bir şey değil.
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığını destekleyen CHP’ye, siyaseti biliyor demek mümkün mü?
Tüm bu iş bilmemezliklerin sonucu, dün Gül’e karşı çıkanlar bugün Gül’ü arar oldu.
Çok daha komiği ise.
Acaba.
Gül’ün mecliste seçilmemesi için yasaları bile eğip bükenler, bugün parlamenter demokrasinin ortadan kaldırılıp, başkanlık sisteminin hayata geçirilmesinin en büyük sorumluları olduklarının acaba farkındalar mı?
İşte tüm bu olup bitenden sonra.
Bugün CHP’nin adayı Muharrem İnce’nin muhafazakar kesimden de oy alabilmek için, ilkeler çiğnenerek ilkesizce, namaz, niyaz ve türban üzerinden propaganda yapılma çabaları içine girilmiş durumda.
Böyle bir durumda laik, demokratik, hukukun üstünlüğüne dayalı, çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti kurma hayaliyle yaşayan beyinler, CHP’yi de kaybetmenin üzüntüsüyle ağlamayıp da ne yapsınlar?