SEVDİĞİNİZ
bir sanatçının, bir toplum liderinin veya bir siyasetçinin sırf siz seviyorsunuz diye sürekli sizinle paralel bir düşünce yapısında olmasını bekleyebilir misiniz?
Veya…
Topluma rol model olan, üstelik bundan maddi ve manevi kazanç elde ettiği için rol model kostümü giyen insanların, bir gün sizinle aynı düşünceleri paylaşmadığını anladığınızda tepkiniz ne olur?
***
Bu iki soruyu şunun soruyorum.
***
Alanya’da yaşayan ve günlük yerel gazeteleri okuyup, yerel televizyonlardaki haber bültenlerini takip eden bir grup vatandaşın biz gazetecilerden beklentisi bazen gerçekten çok ütopik olabiliyor.
***
Şöyle ki…
Misal, CHP’ye yakın duran, iki eli kanda olsa oyunu yine de götürüp CHP’ye verdiğini söyleyen bir seçmen bizi yolda durdurup, “Sana inanamıyorum. Nasıl olur da AKP’nin Alanya’daki iki numaralı adamı (Büyükşehir Alanya Koordinatörü) Hüseyin Güney’le bu kadar samimi olabilirsin, onu haberlerin ve köşe yazılarınla böyle sürekli gündeme getirebilirsin, AKP’nin değirmenine böyle bilerek nasıl su taşırsın” diye sitem edebiliyor.
İstiyor ki, kendisinde AKP antipatisi olduğu için herkes AKP’ye mesafe koysun, biz gazeteciler de her gün AKP’yi yerden yere vuralım.
***
Buna mukabil, benzer talepleri AKP’lilerden de duyuyoruz.
Misal, dünya yıkılsa, bırakın kaseti maseti, ses kaydını falan, AKP Genel Merkezi’nden üst düzey bir yetkili kamuoyunun önüne çıkıp “Türkiye topraklarını Amerika’ya satıp paralarla İsviçre’ye kaçıyoruz” dese oyunu yine de gidip AKP’ye vereceğini söyleyen bir vatandaş yolumuzu çeviriyor, ve diyor ki: “Siz gazetecilere inanamıyorum, şu yazıp çizdiklerinize hiçbir anlam veremiyorum. Tayyip Baba’nın 13 senedir Türkiye’yi getirdiği nokta ortadayken, ülkeye verilen hizmetler bütün dünyanın takdirini kazanmışken, siz nasıl olur da AKP’yi yerden yere vuran CHP ile MHP’lilerin açıklamalarını sayfalarınızda böyle çarşaf çarşaf verebiliyorsunuz?”
İstiyor ki, kendisi ölümüne AKP’li, ölümüne “Tayyip Erdoğan” sempatizanı olduğu için herkes öyle olsun, öyle olmasa bile CHP ile MHP’yi görmezden gelsin.
***
Toplumda böyle düşünen vatandaş sayısı o kadar fazla ki, hiçbir faydası olmayacağını bildiğim halde, sırf bu yüzden yazıyorum bunları.
***
Bakın, böyle düşünen çok değerli okuyucu.
Herkes gibi biz de etten kemikten imal edildiğimiz için elbette gazeteci olarak bizlerin de bir dünya görüşü, kendisine yakın hissettiği siyasi oluşumlar vardır, olacaktır. Ama bunları mesleğine yansıtmamak şartıyla.
***
Alanya’daki diğer basın yayın kuruluşlarını tenzih ederim, takip edenler iyi bilir, Yeni Alanya’nın şöyle bir yayın anlayışı vardır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına kast eden, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Emniyet Teşkilatı’nın ve yüce Yargı’nın çok kıymetli mensuplarının canına kast eden oluşumlar, gruplar veya bunların üyeleri ya da yandaşları dışında her görüşe ve her kişiye sayfalarında mümkün mertebe yer verir.
***
Bu ve benzer sebepledir ki, kendi dünya ve siyasi görüşlerinin dışında hiçbir oluşuma yaşam hakkı tanımamakta ısrarcı davranan çok değerli okuyucularımızdan ricamız, gazete ve televizyonların her görüşe ve fikre yer verme özgürlüğüne lütfen saygı duysunlar.
Duyarlı okuyucularımızın Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasına, laikliğe olan bağlılıklarına saygı duyuyoruz, hepsini ayrı ayrı çok seviyoruz.
Ama; madem ki yasalar izin verdiği için halen kapıları açık, AKP’linin de, CHP’linin de, MHP’linin de, Saadet Partisi seveninin de, Vatan Partisi ile Büyük Birlik Partisi mensubunun da söz söylemeye, fikir beyan etmeye hakları olduğunu herkesin ve her kesimin kabul etmesi gerektiğini vurgulamak gerektiğini düşünüyorum.
***
Bir de “bazı” kıymetli okuyucularımızdan bir ricada bulunarak müsaadenizle yazıma bugünlük noktayı koymak istiyorum.
Lütfen, başta ben olmak üzere, Alanya’daki basın yayın kuruluşlarında görev yapan basın mensubu arkadaşlarımıza “iş takipçisi” veya “ara bulucu” muamelesi yapmayın.
“Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ile samimi olduğunuzu duydum. İskele’de bizim kayınbiradere bi mısır tezgahı yeri vermesini söyleseniz”den tutun da, “Büyükşehir Alanya Koordinatörü Hüseyin Güney’le çok sıkı fıkısınız. Rica etsem, benim oğlana Büyükşehir Belediyesi’nde masa başı bir iş ayarlasanız” ile devam eden taleplerin artık çılgınlık derecesine vardığını söyleyebilirim.
***
Göreve başladığı aylarda yaptığımız bir sohbet esnasında Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Adem Er’in de dediği gibi, herkes masa başı iş istiyor ama ne Alanya Belediyesi’nde ne de Büyükşehir Belediyesi Alanya Hizmet Birimi’nde o kadar masa yok.
***
Bu ve benzer sebeplerle…
Sizlerden ricam…
“Siz gazetecisiniz, falanca ile de aranız iyidir” deyip bize inanılmaz misyonlar yüklemeyin, hem bizim işimizi zorlaştırmayın, hem de sizlere yardımcı olamıyormuşuz gibi bir düşünceye kapılarak sizin gibi kendimizi üzmemize de sebep olmayın.
***
Biz gazeteciyiz, haber de yazarız, makale de.
Ama “İş takipçisi” veya “gönüllü” İş ve İşçi Bulma Kurumu personeli değiliz.
Herkese saygılar, sevgiler…