Giderayak

DEĞERLİ okurlar. İlk siyasi içerikli yazım 18 yaşlarındayken Kastamonu'da yayınlandı. Birçok gazetede yazdım. Özünde, ne edebiyatçı ne de gazeteciyim. Gel gör ki, Kastamonu Açıksöz Gazetesi ile Alanya'da rahmetli Turgut Gökgül'ün...

DEĞERLİ

okurlar.

İlk siyasi içerikli yazım 18 yaşlarındayken Kastamonu’da yayınlandı.

Birçok gazetede yazdım.

Özünde, ne edebiyatçı ne de gazeteciyim.

Gel gör ki, Kastamonu Açıksöz Gazetesi ile Alanya’da rahmetli Turgut Gökgül’ün (Tenekeci) Bizim Alanya Gazetesi’nde Genel Yayın Müdürlüğü yaptım.

Uzun yıllardır da Yeni Alanya Gazetesinde köşe yazılarımı yazmayı sürdürüyorum.

Ömrümün önemli bir bölümünü aktif siyaset yaparak geçirdim.

Bu süre içinde, hiçbir göreve aday olmadım.

Birileri bir biçimde beni belli görevlere itelediler.

Bir asrın üç çeyreğini tamamlamış bulunuyorum.

Açıkçası, son durağa yaklaşmış, uzatmaları oynadığımı söyleyebilirim.

Bu köşeden ahkam kesmeye devam etmemin nedenini soracak olursanız.

Giderayak, belli deneyimlerimi siz değerli okurlarıma aktarmaya çalışırken, günümüzün açmazı olan, anlamsız kutuplaşmaların ve çatışmaların saçmalığını ortaya koymak.

Tüm bunları size aktarırken, sütten çıkmış ak kaşık olduğum iddiasında da hiçbir zaman olmadığım kanısındayım.

Benim de bir sürü hatalarım hatta yanlışlarım oldu.

Ama, sürekli özeleştiri ve empati yaparak, hatalarımı ve yanlışlarımı asgariye indirme kaygısı içinde olmaya çalışıyorum.

Bugün siyasi kutuplaşmanın ve çatışmanın yanlışlığından söz ederken, geçmişimde ben de, bırakın kutuplaşmayı çatışmanın en ön saflarında yer aldım.

Tek tesellim, bu çatışmaları tırmandıran değil, bir biçimde, ortadan kaldırmaya çalışan birisi olmam.

Benimsediğim düşüncelerim olduğu gibi, hiç tasvip etmediğim düşünsel yönelişler de var.

Ama bugün, karşıt görüşlerle mücadele etmenini tek yolunun, yine düşünce olduğuna inanıyorum.

Gençliğimde benim de ayaklarım yere değmiyor, havalarda uçuyordum.

Şimdi nasıl mıyım?

Bırakın uçmayı, yürümekte zorlanıyorum.

Alanya’ya ellili yaşlarda geldiğimden, beni yakından tanıyanlar, hep ayaklarımı yerde gördüklerinden, havalarda uçtuğum dönemleri bilmeleri hatta tahmin bile etmeleri mümkün değil.

Gençlik yıllarımdaki maceralarımı Kastamonu’daki dostlarım bilir!

Anılar yaşlıların bastonudur denir.

Merak etmeyin, bugün bastonla dolaşacak değilim.

Bugün için, bir yazarın çok okunurluğu, onun kaleminin ne kadar sivri olup olmadığına bağlı.

Eğer sorumluluk taşımıyorsanız, kaleminizin ucunu sivriltmek o kadar zor değil!

Sosyal medyaya bakın.

Özel olarak sivriltilmiş kalemlerle dolu.

Herkes bilge.

Herkes yiğit.

Herkes, ona buna hakaret yağdırmakla, onu bunu kesip biçmekle meşgul!

Toplum olarak, nasıl bir bataklığa sürüklendiğimizi bugünden öngörebilmek mümkün değil.

Ama şu bir gerçek ki, hep birlikte, bir yerlere doğru sürüklenip gidiyoruz!

Böylesine tehlikeli, böylesine saçma sapan, toplumsal akıl tutulmasının aymazlığı içindeki koşuşturmamıza kim dur diyebilecek, inanın bilemiyorum.

- DEVAM EDECEK -