Her gün sofralarımızda çöpe giden bir tabak yemek, aslında sadece yemek değildir; su, toprak, enerji ve emeğin de kaybıdır. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre insan tüketimi için üretilen gıdanın yaklaşık üçte biri çöpe gidiyor. Bu, yılda 1,3 milyar ton gıda demek. Rakam çok büyük ama aslında kaybettiğimiz şey sadece gıda değil, geleceğimiz de.
Sağlığımıza Etkileri
Bir tarafta milyonlarca insan açlık ve yetersiz beslenme ile mücadele ederken, diğer tarafta tonlarca gıda çöpe gidiyor. Bu durum toplumda besinlerin adil dağılmamasına yol açıyor. Özellikle sebze, meyve, süt ürünleri gibi vitamin ve mineral yönünden zengin gıdaların kaybı, halk sağlığını olumsuz etkiliyor. Ayrıca gıda israfı ekonomiyi de zorluyor; aile bütçelerini, üreticileri ve sağlık sistemini dolaylı yoldan etkiliyor.
Çevresel Boyutu
Unutmayalım: İsraf edilen her yiyeceğin üretilmesi için toprak, su, enerji ve yakıt harcanıyor. Yani çöpe attığımız bir elma, aslında su kaynaklarının ve tarım emekçilerinin de boşa gitmesi demek. Üstelik gıda üretimi zaten küresel sera gazı salınımında önemli bir paya sahip. Çöpe giden gıda, iklim değişikliğini hızlandırıyor, biyolojik çeşitliliği azaltıyor.
Neden İsraf Ediyoruz?
Alışverişte gereğinden fazla almak
Tarih etiketlerini yanlış yorumlamak (“tavsiye edilen tüketim tarihi” ile “ son kullanma tarihi” arasındaki farkı bilmemek)
Büyük porsiyonlar hazırlamak
Sırf şekli kusurlu diye sebze-meyveleri reddetmek
Depolama ve saklama koşullarını bilmemek
Çözüm Bizden Başlar
Planlı alışveriş yapın, ihtiyacınız kadar alın.
Gıdaları doğru şekilde saklayın.
Porsiyon kontrolüne dikkat edin.
Son kullanma tarihi geçmemiş, tüketilebilir gıdaları ihtiyaç sahipleriyle paylaşın.
Marketlerde “kusurlu ama sağlıklı” ürünleri tercih edin.
Tabii bireysel adımlar önemli ama tek başına yeterli değil. Devletlerin, belediyelerin ve perakende sektörünün de soğuk zincir yatırımlarına, depolama altyapısına ve israfı önleyici politikalara destek vermesi şart.
Gıda israfı sadece sürdürülebilirlik meselesi değildir; sağlığımızın, ekonomimizin ve gezegenimizin geleceği için ciddi bir sorundur. Soframızdaki küçük değişiklikler büyük fark yaratır. Bir öğünü çöpe atmak yerine paylaşmak, aslında dünyayı da paylaşmaktır.