Evrende neyiz, kimiz sorusu insanın varoluşundan bu yana sorulur ve türlü cevaplar verilir. Bu konu hakkında ne söylesek hem doğru hem de yanlıştır. Evrenin tamamı ne kadar; gerçek evimiz neresi? Evrenin tam olarak neresindeyiz gibi soruları düşünmeden edemeyiz.Yaşadığımız dünyada kendimizi evimizde gibi hissetmek, huzur ve güvende yaşamanın birçok yolunu bulmuştur insanoğlu. İnanç, toplum, sınır bunlardan bazılarıdır. Ancak kesin cevap olmadıkları için her zaman yeni arayışlar devam etmiştir Bilim, felsefe ve tasavvuf ışığında.. Bu arayışların getirdikleri de başka bir yanılgı olmaktan öteye gidemiyor ne yazık ki! Her zaman eksik her zaman yarım cevaplar yığını!Aslında evren içinde başka bir evrendir insan. İnsanın içindeki evren ile evrenin içindeki insan iç içe geçmiş başka bir iç oluşturmuşlardır. Her ikisi de birbirlerinin ışığı ve kapısıdır. Her insan ayrı bir evren ise her insanda ayrı bir evren doğar…Bir bütünün parçası olmaya çalışmak yerine ait olduğumuz bütünden hızla kaçıyoruz. Arayış adı altında daha uzağa fırlatıyoruz kendimizi. Sonunda ararken kaybettiklerimize gömüleceğiz.Düşünen her insanın yolu şu sorudan geçmiştir. “Evrende yalnız mıyız?” Bu sorunun cevabı neyi değiştirir? Yalnız ya da değiliz ne fark eder! Ayrıca tabiî ki evrende yalnız değiliz milyarlarca insan bir arada yaşıyoruz, bitkiler, hayvanlar ve her türlü canlı ile birlikte. Dünyada bir arada olmamızın farkında değilken başka bir gezegende yaşayan insanlara ulaşmanın kime ne faydası var? Daha fazla açlık, daha fazla yokluk, yolsuzluk ve savaş için mi arıyoruz başka insanları başka gezegenlerde. Uzaylı filmlerinde dikkat ederseniz sürekli uzaylılar ile savaşıyoruz, gelip dünyayı yok etmeye çalışıyorlar ve bizler de el birliği ile onları yok edip dünyamızı uzaylılardan kurtarıyoruz. Daha bilmediğimiz, görmediğimiz var olup olmadığı belli bile olmayan canlıları şimdiden düşman bildik kendimize ne acı! Buna şimdiden gezegen faşizmi adını verebiliriz.Benim için uzaydaki başka canlılar için söylenen sözlerin hiçbir değeri yok. Benim için önemli olan yaşadığımız bu dünyayı elbirliği ile yok ediyor olmamızdır. İhtimalleri sonsuz olan bu düşüncelerden kurtulup enerjimizi yaşadığımız dünyanın gelişmesine harcayabilirsek zaten bu gelişim sürecinin sonunda aradığımız cevapları da sırasıyla bulacağız.