Geçmişin keşkeleri, geleceğin endişeleri ‘şu an’ınızı çalmasın!

'Seninle uğraşan insanla uğraşma. Şayet onunla uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın. Bir arpa boyu yol alamayışın senin en büyük eksikliğin, onun en büyük fazlalığı olur. Onu al ve yolun kenarına bırak. Sonrası mı? Sonrası...

“Seninle uğraşan insanla uğraşma. Şayet onunla uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın. Bir arpa boyu yol alamayışın senin en büyük eksikliğin, onun en büyük fazlalığı olur. Onu al ve yolun kenarına bırak. Sonrası mı? Sonrası yoluna devam et. Yoluna çıkacakların garantisi yok, sürekli güzellikleri ıskalama lüksün de yok, ona bakarsan… Bugün dünün peşinde, yarın bugünün; hayat çok dinamik gibi görünse de kaybolan yaşadığın ‘şu an’dan başka bir şey değil. Yaşadığın anın kıymetini bilenlerden ve anına renklilikler getirerek hep ileri adım gözetenlerden ol. Yolun açık olsun…” geçenlerde okumuştum bu sözü, bir kitabın önsözünde… Yazmaya ve paylaşmaya değer buldum.Okuduğum cümleler, bana çok sevdiğim değerli yazar Üstün Dökmen’in:”Geçmişin keşkeleri ve geleceğin endişeleri, ‘şu an’ımızı çalan iki hırsızdır. Küçük şeyler diliyorum, büyük mutluluklar için.” sözünü anımsattı.Hayat akıp giderken olanca hızıyla ne senin, ne benim ne de herhangi birinin: ‘Beni bekle’, ‘Beni bekler misin’, ‘Lütfen, biraz daha!’ demesini beklemeyecek dahası bunu önemsemeyecek kadar inatçıdır. Akrep ve yelkovanın hızına ayak uydurabilenler, onlar ki ne şanslılar. Kafasına bir şey takmadan, ‘gün karartıcı’ şeylere-kişilere fırsat vermeden, insanların hakkında ‘olumsuza dair’ söyledikleri şeyleri çok da umursamadan yoluna devam edenler, en güzel cevabın yüzdeki gülümseme olduğunun idrakinde olanlar… Evet, evet onlar ne kadar da şanslılar, ne kadar da güzeller…Umursamadan yola devam etme… Ne büyük bir erdem!Takmadan, detaylarda kaybolmadan, sormadan, sorgulamadan, kıyaslamadan, suçlamadan, pişmanlık duymadan, karşılaşılabilecek olası olumsuzlukların endişesine kapılmadan güçlü bir kararlılıkla yola devam edebilmek…Kişisel gelişim kitaplarını pek sevdiğim söylenemez; ama geçtiğimiz yıllarda zevkle okuduğum ve şimdi bile ‘şahane’ diye tanımlayabileceğim Mümin Sekman’ın yazdığı bir kitap: “Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil!”. Hayatın yolunu ve yönünü arayanlar için sağlam bir kılavuz… Keyifli bir yolculuk, kişinin kendi benliğine doğru yol aldığı…Sizin yolunuz hep açık olsun ki yol açanlardan olabilesiniz. Yolunuzu tıkamaya çalışan ya da bir şekilde bunu başarma azmiyle dolu olanlara gelince boşverin onları, ne kadar önemserseniz o kadar gündeme taşırsınız. Sizin kaybedeceğiniz bir şey olmaz belki ama ona kazandıracağınız çok şey olacağı kesin. Bu nedenle sanki yoklarmış gibi ‘umurum dışı’ netliğini gösterdiğiniz sürece kazanan olacağınız kesin ve net olmasa bile kaybeden olmayacağınızın netliği size yeter… Işığıyla diğer insanları aydınlatan, karanlıklara meydan okuyan, yere sağlam basan, yaptıklarından emin, yanlışları ve hataları olsa da tüm bunların aslında kayıp değil kazanım olduğunu düşünen bilen insanlardan olabilme ümidiyle. Unutmayın; hayat güzel ve an, yaradan tarafından bahşedilen mucizevi bir enerji. Kıymetini bilenlerden, keyfini çıkaranlardan olabilmek dileğiyle…