Belki aynı yıl belki bir yıl sonraydı. Hacı, Avcılar’dan Mehmet Ali, doktor Necip’le beraber Hacı’nın benim için Çökele’ye yaptığı av kulübesinin açılışını yapmak için bir öğleden sonra Alanya’dan çıktık. Kuşyuvası kanyonunu aşıp Elmalısu’ya gelince Hacı Baba dedi istersen bizi burada bırak. Kara boyalı inin üstünden geçip Gengelli ve Asardağı’nı kontrol ederek gelelim. Sen geç manara yerleşedur diyince ben dahil herkes Hacı’nın teklifini makul bulduk. Yoldan sapıp onları arabanın girebildiği yere kadar bıraktım. Bende Elmalısu’yu geride bırakıp Gökbel yol ayrımından iki yüz metre gelmiştim ki sel suları yolu yıkmış, arabanın normal yolan seyretmesi imkansız. Arabayı orada bırakabilirim fakat tek başına buradan eşyalarımı manara taşımam imkansız. Manarla aramız neredeyse 7-8 kilometre. Götürebildiğimi götürüp arkadaşlarla gece buraya bir daha gelebiliriz fakat avlanarak sarp kayalardan aşıp gelmiş insanlardan bunu nasıl isteyebilirim. Arabadan inip etrafta bir keşif yaptım. Vinç bağlayabileceğim uzaklıkta bir ağaçta yoktu. Yalnız sağ taraftaki dere yatağına arabayla inip otuz metre kadar dere yatağında yürüdükten sonra sola dönerek çıkabileceğimi hesapladım. Daha önce televizyonda zevkle seyrettiğim Camel Trophy yarışlarında arabalar bu tür yerlerden geçiyordu. Onlar geçtiğine göre ben de geçebilirdim. Yalnız dereden çıkmak için tam yokuşa tırmanacağım yerde kırk santimetre yüksekliğinde kesilmiş bir çamın dip kısmı vardı. Araba oraya gelip takılacak. Önce usulce dereye indim, sonra kesik çamın dip kısmına iki taraflı taşlarla rampa yaptım. İlk iki denemem başarısız oldu. Çünkü araba dik yokuşa tırmandığında tam yola çıkacağı zaman iki ön lastiğin zeminle teması kesiliyor, arabada geri kaçıyordu. Arabanın özelliklerini bildiğimden sırt üstü düşmeyeceğimden emindim. Yapabileceğim tek şey geri gidebildiğim kadar giderek arabaya verebildiğim kadar hızla bu sorunu aşmam lazım geldiğini hesapladım. Bu gibi şartların tartışılmaz tek aracı Land Rover arazi ikinci vites. Normal şartlarda sığması zor olan arazide üçüncü dördüncü denememde başardım. Başardım ama arabanın tırmanıp düştüğü ön sağ çamurluk çarptığı taşta parçalandı. Ben de bu arada tabi soğuk soğuk terler döktüm. Fakat doğanın sürprizlerinden birini daha yenebilmenin mutluluğu içinde ağzıma aldığım bir Ege türküsünü döndürüp döndürüp söyleyerek manarı buldum.
Hayda manda haydaman
Kara dağın sandalı da sandalı
Vurulmuşta kanıyor
Kerim oğlunun her yanı da her yanı
Hayda manda haydaman
Şu dağlarda geyik kalmamış
Oyna ülen de kör Arap sen oyna
Senden başka yiğit kalmamış.
DEVAM EDECEK