Bu olaydan sonra güvenlik güçleri olayın failleri olan Hakan Karayavuz ile iki arkadaşını hemen yakalamış, onların yer göstermesiyle uçuruma atılan kurbanın cesedine ulaşmak ve onu oradan çıkartmak istemişler. O bölgenin fazla sarplığından başaramamışlardı. Olay kısa zamanda bütün dünyada duyulmuş, devlet bütün organlarıyla ve imkanlarıyla olayla ilgili bütün sivil toplum örgütleri bütün imkanlarıyla sonuç almaya çalışıyorlardı. Olayın aydınlatılmasının birinci gününde sonuç alınamayınca Antalya’dan profesyonel dağcılar davet edilmişlerdi. Dönemin Alanya Turistlik İşletmeciler Derneği (ALTİD) başkanı Hüseyin Hacıkadiroğlu beni arayıp dağcıların ekipman eksikleri olursa yardımcı olup olamayacağımı sormuştu. Benim telefon görüşmeme eczanede şahit olan yeğenim Kerim amca o iş profesyonel dağcıları işi değil. Bizim işimiz. İstersen ekibimizle gidelim çıkarıverelim diyince ben tekrar Hüseyin Hacıkadiroğlu’nan dönüp bu işi bizim yapabileceğimizi söyledim. Hüseyin Hacıkadiroğlu eğer dağcılar halledemezse bir takım komando birliği hazırda bekletiliyor herhalde size kalmayacak diye beni cevapladı. Bunu Kerim’e söyleyince amca ben askerliğimi komando olarak yaptım. Bu iş onların işi de değil. bilmedikleri o sarp kayalarda onlarda yapamaz ama kendileri bilir diyip biz o gün işimizle meşgul olduk. İkinci günde akşam olmuş ceset çıkarılamamıştı. Bir gün sonra sabah eczaneme gelirken yakından tanıdığım Alanya jandarma komutanı yüzbaşı Nihat Öztoklu’ya uğrayıp bu işi biz sessizce halledebiliriz diyecektim. Antalya’dan alay komutanı albay Gültekin Baykara’da gelmiş, komutanlar toplantı durumundalardı. Beni de toplantıya davet ettiler. Bölge hakkında komutanlara küçük bir bilgi verdim. Eğer görev bize verilirse biz bu işin üstesinden geliriz diyince bir şeyleri daha deneyeceğiz gerekirse sana haber veririz dediler. Üçüncü günün öğleninde dönemin Alanya Kaymakamı Lütfi Yiğenoğlu beni arayıp göreve başlayabileceğimizi söyledi. Hazırlandık yola çıkmak üzereydik. Kaymakam bey tekrar arayıp Antalya’dan helikopter geleceğini, helikopterle cesedi alabileceklerini, benim hassasiyetime bütün insanlık adına teşekkür ettiğini söyleyince yeğenimle biz eczanemizde günlük yaşamımıza döndük. Ancak akşamüstü beni tekrar arayan kaymakam bey helikopterinde hava sirkülasyonundan deneyip başaramadığını, artık işin bize düştüğünü istersek bir de bizim denememizi söyleyince zaten öğleden hazırlığımızı yapmıştık, arabamıza atladık Değirmenönü’nde bizi hazır bekleyen Sülo’yu aldık. Sülo’nun yanında efsane dağcılardan Değirmenci Hasan da bizi bekliyordu. Kırılan ayağı yeni iyileşmeye başlayan Değirmenci Hasan koltuk değnekleriyle yürüyebiliyordu ama heyecanlıydı. O bölgeyi çok iyi bilen biri olarak belki faydalanırız düşüncesiyle onu da arabamıza aldık. Ekibimizde Hacı yaylada olduğu için yoktu.
DEVAM EDECEK