BİR
şey yap. Güzel olsun.
Çok mu zor?
O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor?
Güzel bir şey gör. Ve ya, güzel bir şey yaz.
Beceremez misin?
Öyleyse güzel bir şeye başla .Ama hep güzel olsun.
Çünkü her insan ölecek yaşta.
Geç kalmayasın…
Şems-i Tebrizi
Şems-i Tebrizi’nin bu dizilerini en az haftada bir kere kendine hatırlatan birisi olarak siz değerli okuyuculardan isteğim sizin de bu dizileri sık sık kendinize hatırlatmanız… Neden mi?
Hepimiz hayal kurarız. Bazılarımız sınırlarımızı zorlar, olabilecek en üst seviyeleri düşler ve isteriz bazılarımız ise gerçekleşmesi daha kolay ve ulaşılabilir hayaller kurar…
Hayalin boyutu ve en son zirvesi ne olursa olsun herkes içinden mutlaka ‘Ya şöyle olsa ne güzel olurdu’ cümlesini geçirmiştir. Bu da bir çeşit hayal kurmak ve dilemektir.
Herkes bu kadar isterken, dilerken nedir bunların gerçekleşmesini engelleyen şey.
HAREKETSİZLİK!
Harekete geçmeyen her fikir çürümeye mahkumdur. Zamanım yok cümlesi ile planlanan her şey gerçekleşmemekle son bulur. Herkes birbirine seni seviyorum, sen değerlisin cümlelerini kurarken nedir sizin iletişimizi bir yerde bitiren nokta? Hareketsizlik.
İnsan söylediklerinden değil, yaptıklarından sorumludur.
Sadece dilemek ve istemek sizi hiçbir yere götürmez. Bir adım atmadan bin adım atamazsın. Değişim ve gelişim ufak bir adımla başlar ve bu adım git gide büyüyen bir kar topu gibi kalbinizin ortasına yuvarlanır.
Başarılı olmak istiyor, doktor olmak istiyor, geleceğin en iyi avukatıyım, en çok gol atan futbolcusu olacağını söylüyor ama bunun için çalışmıyor. ELENDİ.
Kilo vermek istiyor, sağlıklı kalmak istiyor ama sürekli zararlı yiyecek ve içecekler tükeniyor. ELENDİ.
Duygusal birliktelik yaşadığı kişiyi sevdiğini söylüyor ama ona zaman ayırmak yerine sadece boş zamanlarını onunla değerlendiriyor. ELENDİ.
İyi bir anne, baba olduğunu söylüyor ama çocuğunu dinlemek, anlamak yerine sürekli komutlarla duygularını görmezden gelerek çocuğunu sözde disipline sokmaya çalışıyor. ELENDİ..
Önce kendinizi hayattan elersiniz, daha sonra sevdiklerinizi... Farkında olmadan kaybedersiniz. Önce kendinizi kaybedersiniz, sonra bir bakarsınız zaten sevdikleriniz sizden önce kaybolmuş...
Kendini bilmeden ilerleyemezsin, harekete geçemezsin. Yapman gereken ilk şey kendine kim olduğunu sorman ve gerçekten kendini bilmen… Bunu sadece sen bilebilir ve hissedebilirsin…
Konfor alanını terk etmezsen ilerleyemezsin. Sadece rahatlık ve bilinen yoldan ilerlersen aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekleme yanılgısına düşersin…
Ve en önemlisi ne kadar mükemmeliyetçi olursan ol ‘HER ŞEYİ KONTROL EDEMEZSİN.’
Balık tutarken aniden yükselen dalgayı, markete giderken karşına çıkan arabayı, sadece baş ağrısı dediğin şeyin vücuduna yayılmış bir tümör olduğunu fark ettiğin an her şeyi kontrol edemeyeceğini anlarsın…
Kontrol etmek yapabildiklerimizle sınırlıdır. Yapamayacağımız şeyler üzerinden mükemmel olmaya çalışmak sizin panzehirinizdir.
O yüzden dün bitti, yarına daha var ama bugün sadece BUGÜNDÜR.
Şimdi ve şu anda tam olarak elindekilerle yeniden ayağa kalk ve başla. Çünkü ne kaybedecek zamanın var ne kaybolacak bir yaşamın var.
Çünkü her inan ölecek yaşta…