Hükümetimizin, terörist olaylar neticesinde ölenlerle yaralanan erkek ve kadınlarımızın şehit ve gazi sayılacağı hususunda yeni bir yasa çıkarılacağını Başbakan R.Tayyip Erdoğan açıklamıştı. Bilindiği gibi, hiçbir günahı olmayan kişilerin teröristler tarafından darp edildiği kimisinin öldürüldüğü kimisinin de yaralanarak sakat kaldığını biliyoruz. Bu konu da pek çok örnek sayılabilir ama ben Siirt’te 21 Eylül 2011 tarihinde öldürülen dört genç kızımızla yaralanan kızımızdan bahsedeceğim. Şu anda ebediyen yatağa mahkum olarak hayat mücadelesi veren 17 yaşındaki Nuran Evin’in durumu, PKK'nın nasıl acımadan katliam yaptığını gözler önüne sermektedir. Nuran lise öğrencisidir. Ablası Zeynep kuafördür. Diğer ablası Nergis Hatay'da yüksek öğrenim görmektedir. 21 Eylül günü, okuluna gitmek isteyen Nergis’i uğurlamak için yeni aldığı otomobili ile Zeynep iki kardeşini ve Nurcan ve Kevser Çetin kardeşleri de alarak yemek yemek için restorana gitmek üzere yola revan olurlar. Bu genç hanımlar şen,şakrak giderken, önlerine birkaç terörist çıkar ve ellerindeki silahları hiç tereddüt etmeden ve hiç acımadan otomobile tevcih ederek yüzlerce mermiyi içindeki masumlara sıkarlar. Bu arada 4 hanım şehit olur, iki kız da yaralı olarak kurtulur. Anımsayacağınız üzere, bir süre önce Bingöl'de bir canlı bomba kadın, kalabalığın içine girerek, belindeki bombayı patlatmak üzere iken, o arada çocukları ile alışveriş yapmak için bulunan Hatice Belgin adlı bayan, hiç tereddüt etmeden ve öleceğini bile bile canlı bomba kadının üzerine atılır, o anda ateşlenen bomba patlar cani ile Hatice Belgin parçalanırlar. Ama, Hatice Belgin kendi ölümü pahasına büyük bir katliamı önlemiş olur. Yine birkaç yıl önce, İstanbul'da okulundan evine dönmek üzere iken, birkaç teröristin otobüse attıkları molotof kokteyli ile yaralanan ve bütün tıbbi müdahalelere rağmen ölen bir kızımız da şehit sıfatını haizdir. İşte, yeni yasa ile ölenler şehit, kalanlar da gazi olarak tanımlanacak, böylece şehitlere ve gazilere uygulanan yasal uygulamalar bu kişilere de tanınacaktır. Şehit olanların ailelerine her türlü kanuni imkan verilecektir.Anayasamızın 2. maddesi, Türkiye Cumhuriyetinin, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirtmektedir ki, işte sosyal devletin bu gibi mağdur ve muhtaç ailelere bu yolla yardım elini uzatması, çok güzel bir uygulama değil midir? Bu suretle, gaziler her türlü yasal imkanlardan yararlanacak, şehit olanların geride kalanları da yine her türlü kanuni olanaktan yararlanacaklardır. Bu uygulamalardan etnik kökeni ne olursa olsun her aile ve kişiler faydalanacaklardır.