Gazetecilik ve araştırma

BİR taraftan hepimizi ilgilendiren basın özgürlüğünden bahsederken acaba aynı basın, kendi sorumluluğunu sorguluyor mu? Sanki araştırma ve habercilik öldü, magazincilik dirildi. Her gün sayfa sayfa falan karısını aldattı, filan üç ayda...

BİR

taraftan hepimizi ilgilendiren basın özgürlüğünden bahsederken acaba aynı basın, kendi sorumluluğunu sorguluyor mu? Sanki araştırma ve habercilik öldü, magazincilik dirildi.
Her gün sayfa sayfa falan karısını aldattı, filan üç ayda sekiz kilo verdi, bilmem kim Mikonas’ta görüldü ve boy boy renkli fotoğraflar . Buyrun size gazete. Haber yok diyecek kadar az.
29 Mayıs 2016 gecesi Tophane Mahallesi’ndeki (Alanya Kalesi) evimde Sayın Brezilya Büyükelçisi Antonio Salgado ile beraber Brezilya’nın Alanya Fahri Konsolosluğu’nun açılışı şerefine yemekli bir davet verildi. Davetiyenin üst kısmında net ve açık bir şekilde “Sayın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun desteği ve katılımı ile” diye belirtildi.
Davetiyeler takriben 1 ay evvelinden gönderildi. Ankara’daki Büyükelçiliklere Brezilya Büyükelçiliği vasıtası ile, Alanya’dakilere ise Fahri Konsolosluğumuzun hukuk danışmanı ve Konsolos Yardımcısı Avukat Hüsnü Sert tarafından bizzat ulaştırıldı.
Elime evlere şenlik protokol listesi adında kimin tarafından hazırlandığı belli olmayan bir belge geçti. Sosyal davranış ve protokol kuralları en ilkel toplumlarda dahi kendini ön plana çıkaran ve sosyal yaşantının ayrılmaz bir parçasıdır.
Can alıcı nokta ise Protokol Kuralları kesindir, doğru olarak uygulanması zaruridir ve şahsi tercihlere açık değildir. Protokol kurallarının ihlali ciddi uyuşmazlıkların başlangıcıdır.
Alanya’ da maalesef Protokol ve sosyal davranış kuralları tamamen sınıfta kalmıştır. Konsolosluk temsilcilerinin bulunduğu şehirlerde meslekten konsolosluk memurları ve Fahri Konsolosluk Şefleri aldıkları Buyrultu (Exequatur) nedeniyle kabul eden devletin özel himayesi altındadırlar. Bütün resmi tören ve davetlerde yerel mülki amirden sonra birinci sırada yer alırlar. Bunu düzenleyen ise 24 Nisan 1963 tarihli Viyana Sözleşmesidir. Bu noktayı anlamamakta sanki ısrar ediyoruz.
Davetiyelerin çoğu elden dağıtıldı ve telefon ile teyit edildi. Ayrımcılık yapmamak için bütün siyasi parti ilçe başkanları davet edildi. Bir siyasi parti “Biz 5 kişi gelebilir miyiz?” dedi, ona da “Tamam” dedik ama netice olarak ne gelen oldu, ne de gelmeyeceğini haber veren.
Pek tabi ki bunun yanında nezaket mevhumu çerçevesinde şahsen telefon edip veya mesaj gönderip mazeret bildirenler de oldu. Onlara teşekkür etmek bir borçtur. Ama geleceğim deyip gelmeyen veya lütfedip gelmeyeceğini bildirme zahmetinde bulunmayanlara söyleyecek lafım yok. Nezaket her zaman kazandırır, onu unutmamak lazım. Ve asgari nezaket resmi sıfat taşıyan bir davete cevap vermeyi gerektirir. Bu bilhassa resmi zevat için geçerlidir.
Gelelim 29 Mayıs açılışına. Elinde fotoğraf makinası bulunan, gazeteci olduğunu tahmin ettiğim bir grup bahçede toplanmıştı. Hiçbir tanesi ev sahibine günün manası, sebebi ile ilgili soru sormak zahmetinde bulunmadı. Mühim olan belli ki magazinvari sayfaları bol bol resimle süslemekti.
Belli ki hiçbir araştırma yapılmamış. Bir dergi, Sayın Bakanın Alanyaspor Şampiyonluğu ve Alanya 16. Uluslararası Turizm ve Sanat Festivali münasebetiyle Alanya’da bulunduğu için açılışa katıldığını bile iddia etti.
Üç konuşmacı vardı. En kıdemsiz ben, Brezilya Büyükelçisi ve kapanış konuşması için Sayın Bakan. Üstüne basa basa Sayın Bakan’ın bu açılış için gösterdiği katkı ve büyük nezaket için teşekkür ettim. Sayın Bakan’ın açılışın başarılı olması için yoğun gündemine rağmen müthiş bir çaba gösteren Özel Kalem Müdürlüğü için açık ve net şekilde şükranlarımı ifade ettim.
Mevlüt Bey çok mühim mesajlar verdi. Antalya zaten Uluslararası toplantılar için (G- 20 vs) çok ciddi bir yol aldı. Aynı şeyin Alanya için de gönlünde yattığını açıkça söyledi. Hatta yine basının atladığı bir nokta , o anda ve duyulacak bir sesle Kongo Demokrat Cumhuriyeti Büyükelçisi “Afrika zirvesini Alanya’da yapalım” dedi ve Mevlüt Bey bir saniye beklemeden özel kaleminden Gamze hanıma “Hemen organize etmeye başlayın” dedi. Turizmde kan ağlayan Alanya için bunun manasını düşünen, hamle yapan tek turizmci oldu mu acaba? Bir zirve ne demektir ve ne getirir algılayanlar var ise ne yaptı?
“Alanya ve Antalya’yı diplomasi merkezi haline getirelim” dedi. Somut ve güzel misaller verdi. Filistinliler ve İsrailliler aynı denizde yüzüyor, Ruslar ve Türkler tavla oynuyor. Üç tane Büyükelçi Ankara’dan o akşam yemeğe katılmak için geldi. Herhalde onlar da Alanyaspor veya festival için gelmediler.
Netice olarak fırsatlar her zaman gelmez ve gelene seyirci kalırsanız netice hüsran olur. Seyirci kalarak bir netice çıkmaz.
Bu arada bu mükemmel gecenin gerçekleşmesi için çaba gösteren Dışişleri Sayın Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ve çalışkan, vefakar özel kalem mensuplarına; ALTİD yönetimine olağanüstü ağırlamaları için; Centauro Oteli sahibi Sayın Avukat Ahmet Sezer ve otel yönetimine, Ankara’ daki Brezilya Büyükelçiliğinden Melahat Hanıma; İstanbul ve Ankara’dan şeref veren bütün dostlara; Alanya’dan katılan değerli misafirlerimize ve pek tabi ki muvaffak olması için, çok meşgul ve seyahatte olmasına rağmen yoğun çaba gösteren sevgili dostum Mehmet Ali Dim’e en içten ve samimi saygı ve sevgilerimi takdim etmeyi borç kabul ederim.
El ele verip bu güzel ilçeyi hak ettiği yerlere taşıyalım. Her şeyi devletten veya dışarıdan beklemeyelim. Taşın altına kendi elimizi sokmanın zamanı çoktan geldi.