Bilader, hindi bizim Alanya'da gari cavır gomşu bolardı. Kimisi Alaman, kimisi İngiliz, kimisi Urus. Hindi benim engile tanıdıım bi Alaman garı-goca var. Taa 20-30 sene eveli Hacıhamdi Sokag'dan ev almışlar. Enginler adlarını da Türk'e uydurdular, herife Ali deyoz, avrada Fatma deyoz. Türgce'yi de bayaa bi bellediler. Hayılaca Türk yemeeni de öörendiler. Fatma hindi badılcan guruduyoru, diken gabaa çıgdıında diken gabaa düzmesi yapıyoru. Ara sıra da savolsunlar, beni de çıırırlar, alt çeneyi barabar oynadırız. Öndüün evlerine geddiimde Ali bana Alamanya'dan getirdii egmeg makinesini gösderdi. Makine aletiriile çalışıyoru. Engi makineele çavdar unundan gendi egmeglerini gendileri ediyollar. Egmeg garaca bişey oluyoru. Emme lekin iki dilimini yeeverdiinde adamın gannını doyuruyoru. Bizim Alaman Ali, Alanya'da bi zehreci düggenine varır, ordan 10 ogga çavdar unu alır, velesbidile eve eledirimiş. Soona da enginden egmeg ederimiş. "Endee egmee yeyen mide aarısı çegmez, midenin öödmesi goley olur" deeyoru. Gari "Engi makineden birin de bana getir Alamanya'dan" deyi eyice tembih eddim. Aslı çıkarsa, getiriceg.
Benden böönlüg bu gadar. Hadi galın saalıcaala.