Bilader gara cavalara binib de, yere serilmeyen yogdur endee Alanya'da. Fatih gardaşım da cavadan düşmüş, hööle annadıveriyoru:
"Ay Amat Emmi nahılsın. Bak bi şunu deveren sana, ben engi senin yazılarınıla böyüdüm, her gün alırın engi gazeteyi, okur okur kikir kikir gülerin... Ben seni okuup, gülerkene anam içerden "Aaa guduz okuna oğrayasıca zabahtan beri ne gülen!" deyi çırınır... Hindi bak Amat abi, beşey de ben anladıveren sana. Hindi öndün vara, bende bi gara cava var, yokarı bizim yaylaya getdidim. Durbannas'a muharın ora. Geri ötüüzden aarı geliverikene yokuş aşşa deyi moturun kontaanı kapadıverdim, üsemesine mazot yolemen olmasın deyi. Gedib dururun, garşıma gıvrag bi dönemeç çıgdı. Dönemeci alamadım, aşşa dooru debellendim geddim. Allah'tan beşey olmadı bana emme motur külüfan oldu. Gendine eyi bag Amad Emmi."
Allah yarılgamış seni Fatih gardaşım. Endee cavaya binerkene dıggad ed. Kafana tası dagmadan kontaa gıvradma. Deelise erkenden taddalı köyü boylarsın.
Benden böönlüg bu gadar. Hadi galın saalıcaala.