Futbolun da içine ediyoruz

HER alanda olduğu gibi, futbolun da içine ettiğimiz bir gerçek.  Medyanın her konudaki tutumu belli de, spor medyasının halinin çok daha utanç verici bir çizgiye taşındığını söylemek mümkün. Trabzonspor-Galatasaray ve Fenerbahçe-Braga...

HER

alanda olduğu gibi, futbolun da içine ettiğimiz bir gerçek.
Medyanın her konudaki tutumu belli de, spor medyasının halinin çok daha utanç verici bir çizgiye taşındığını söylemek mümkün.
Trabzonspor-Galatasaray ve Fenerbahçe-Braga karşılaşmaları sonrasındaki değerlendirmeler, gerçekçilikten çok uzaktı.
Fenerbahçe-Braga karşılaşması sonrasında, Fenerbahçe Teknik Direktörü Pereira başta olmak üzere, Alper’le Volkan saçma sapan çıkışlarla takımlarını eksik bırakarak, Fenerbahçe’nin elenmesinin baş mimarları olmalarına karşın, karşılaşmanın hakeminin günah keçisi ilan edilmesi anlaşılır gibi değildi.
Yorumcuların içinde bir tek TRT yorumcusu Cem Dizdar bu tür saçmalığa karşı çıkma cesareti gösterebildi.
Karşılaşma boyunca bir Fenerbahçeli olarak, uluslararası arenada futbolcularımızın rezil davranışları yüzünden utandım.
Karşılaşmada 1-0 mağlupken, maçın uzatmaya gideceğinden, 1-1 beraberken ve 2-1 mağlupken bile Fenerbahçe’nin tur atlayacağını düşünemeyen futbolcuların top oynayacakları yerde hakemle oynamaya kalkmaları sonucunda, Fenerbahçe sadece elenmedi, dünyaya rezil olduk.
Trabzonspor da aynı aymazlıkla karşı karşıya kalmış, hakeme kırmızı kart gösterme saçmalığı sergileyen Salih Dursun, futboluyla değil bu saçmalığıyla kahraman ilan edilmişti.
O karşılaşmada da Trabzonspor sekiz kişiyle oyuna devam etmek zorunda kalmıştı.
Braga karşılaşmasında da Fenerbahçe, futbolcuların sorumsuzluğu yüzünden sekiz kişi ile karşılamayı bitirdi.
Takımını eksik bırakan futbolcuyu alkışlayan, hakeme kırmızı kart göstererek kendini attıran futbolcuyu kahraman ilan eden yöneticiye, medyaya ve taraftara ne denebilir ki?
Trabzonspor’da bu rezilliği tek eleştiren kişi de Hami Mandıralı’yken, onun eleştirisini de bizim medya hiç dikkate almadı.
İşin çok daha saçma yanı ise, bir spor yorumcusu, Braga rezilliği sonrasında Fenerbahçe’deki yerli futbolcuların duygusal, yabancıların ise para için oynadıklarından söz ederek, onların profesyonelce davrandıklarından dem vurarak eleştirme saçmalığı içine girdi.
Bizim futbolcular, milyon dolarları ceplerine indirirken profesyonel olmuyor, duygusal davranarak takımını eksik bırakarak mağlubiyete neden olduklarında, nasıl oluyor da övgüyü hak edebiliyorlar?
Bu ülkede, bu tür spor yorumcuları, rakibe tekme atarak takımını eksik bırakan futbolcuyu alkışlayan taraftar olduğu sürece ve de her tür mağlubiyetin sorumlusu olarak hakemlerin gösterildiği bir ortamda Türk futbolunun bir adım ileri gitmesi mümkün değil.
Her hafta televizyon kanallarında futbol yerine hakem konuşuluyor ve futbolcuların oyunlarından çok, hakem kararları didik didik ediliyor.
İki adımdan boş kaleye gol atamayan oyuncudan söz eden yok!
Bu kafayla gidersek, her karşılaşmada, futbolcular rakibin gücü karşısında acizleştikçe, takım da mağlup olmaya başlayınca, tıpkı Trabzonspor–Galatasaray ve Fenerbahçe ile Braga maçlarında olduğu gibi, futbolcular hakeme yönelmeyi bir kurtuluş aracı olarak görmeye başlarlarsa hiç şaşmam!
Trabzonspor’un çiçeği burnunda başkanı Muharrem Usta ile Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’in taraftarları geren açıklamalardan uzak durmaya çalışacakları sevindirici.
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ın genelde olumlu açıklamalarda bulunduğunu söyleyebiliriz. Kulüpler arasındaki kutuplaşmayı körükleyen tek başkan olarak bizim başkan Aziz Yıldırım olarak gözükse de, onu da bu noktaya taşıyanların, diğer kulüplerin eski başkanları olduğunu rahatlıkla iddia edebiliriz.
Geçen gün BJK Başkanı Fikret Orman'ın bir kanalda, Zeki Uzundurukan adındaki bir yorumcunun kendisine yönelttiği saçma sapan, tahrik edici sorular karşısında hep yapıcı olmaya çalışması ilginçti.
Adam açıktan "Sizin şampiyonluğunuz engellenecek" derken, Başkan Orman'ın böyle bir şeyin olmayacağını iddia etmeye çalışması taktire şayandı.
Spor yazarı ya da yorumcusunun bir spor adamı olarak spora katkıda bulunması gerekirken, sporu çığırından çıkarmaya dönük, kulüp başkanlarını, yöneticileri birbirleriyle çatıştırarak taraftarların da birbirlerine düşman olmalarına çanak tutmaya çalışmaları anlaşılır gibi değil!