BİRBİRLERİNE
çok benzerler.
Bir kere;
İkisi de ekip işidir.
İkisi de taktik işidir.
İkisi de taraftar gerektirir.
İkisi de para ile yürür.
Bir otoriteye muhtaçtırlar.
İnanmış oyuncular lazımdır.
Hedefleri şampiyonluktur.
****
Parti seçim kazanır...
Taraftarları sokaklara dökülür.
Koyduk mu naraları duyulur.
Futbol takımı şampiyon olur...
Taraftarları sokaklara dökülür...
Koyduk mu naraları etrafı çınlatır.
****
Parti seçim kaybeder...
Seçim kurulunu suçlar...
Rakibin hile yaptığını söyler.
Futbol takımı şampiyonluğu kaybeder...
Federasyonu ve hakem kurulunu suçlar.
Rakibinin şike yaptığını iddia eder.
****
Kaybeden parti başkanı suçsuzdur.
Vekiller iyi çalışmamıştır.
Yönetim kurulunda çürükler vardır.
Rakip parti korunup kollanmıştır.
Kaybeden takımın hocası suçsuzdur.
Oyuncular taktik disipline uymamıştır.
Hakemler rakip takımı kollamıştır.
Yönetim kurulu desteklememiştir.
****
Parti düşüşe geçerse...
Taraftarlar sandık başına gitmezler.
Takım düşüşe geçerse...
Taraftarlar stada gitmezler.
Parti taraftarı vaatleri çok sever.
Vaat ne kadar uçuk olursa...
O kadar çok inananı olur.
Futbol taraftarı da vaatleri çok sever.
Tıpkı partilerde olduğu gibi...
Vaatler ne kadar uçuk olursa...
Taraftar da o kadar memnun kalır.
****
Futbol takımları joker kullanır.
Yani bir oyuncu her yerde oynar.
Bir bakarsınız defans yapar.
Bir bakarsınız orta sahada savaşır.
Bir de bakmışsınız ileride gol arar.
Fakat böyleleri sıradan futbolcudur.
Hiçbir özelliği olmayan oyunculardır.
Partiler de joker kullanır.
Yani bir adam her işi yapar.
Bir bakarsınız genel müdür.
Bir bakarsınız milletvekili.
Bir bakarsınız Bakan.
Bir bakarsınız Başbakan.
Bir bakarsınız Meclis başkanı.
Bir de bakmışsınız belediye başkanı.
****
Tabi ki bütün bunların...
Gelişmiş demokrasilerde olması...
Söz konusu bile edilemez.
Gelişmiş demokrasilerde...
Ne futbol böylesine başıboş...
Ne de partiler böylesine rahattır.
Ha! Bunlar nerede olur derseniz...
Kabile devletlerinde sanırım.