Felç Hastalığı ve fizik tedavi

Felç, vücudun sağ ya da sol yarısında istemli hareketin kaybı anlamına gelir. Felç nedenleri arasında ilk sırayı beyin damarları ile ilgili hastalıklar alır. Kafa darbelerinden, beyin ameliyatlarından ve zehirlenmelerden sonra gelişebileceği...

Felç, vücudun sağ ya da sol yarısında istemli hareketin kaybı anlamına gelir. Felç nedenleri arasında ilk sırayı beyin damarları ile ilgili hastalıklar alır. Kafa darbelerinden, beyin ameliyatlarından ve zehirlenmelerden sonra gelişebileceği gibi, beyin tümörü, mikrobik hastalıklarda da görülebilir.

FELÇ NASIL OLUŞUR?

Felç, dünyada en sık karşılaşılan beyin ve sinir sistemi hastalıkları sorunudur. Felç çoğu kez, beyin damarlarında tıkanma ya da beyin kanamasına bağlıdır. Bu durum vücudun bir yarısında istemli hareket kaybı veya hareket azlığı, duyu bozukluğu ve ayrıca iletişim (konuşma) bozukluğu, görme alanı kaybı ya da algılama bozuklukları gibi nörolojik bulgulara neden olabilir.

Felce neden olan risk faktörlerinin başında yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıkları, sigara, yüksek kolesterol, şişmanlık, alkol, sedanter yaşam ve daha önce geçirilmiş inme gelmektedir.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Beyinde meydana gelen hasarın yerine ve büyüklüğüne bağlı olarak belirtiler de değişebilir. Örneğin beynin orta atar damarında meydana gelen bir kanama ya da tıkanma, en sık gördüğümüz, yüzü de içine alan, vücudun bir yarısında felç geliştirir. Felç kolda, bacaklara nazaran daha belirgindir. Çoğu zaman da buna konuşma ve görme bozuklukları gibi problemler de eşlik edebilir.

TEDAVİSİ NEDİR?

Tedavi olarak rehabilitasyon yapılmalıdır. Yapılan ilaç tedavisi, beyin kanaması veya tıkanması neticesinde beyin dokusuna verilen hasarı bir an önce en aza indirmek, ilerlemesini önlemek ve beyin işlevlerinin sürdürülmesini sağlamaktır. İlaç tedavisiyle hastanın durumu sabitlendikten sonra, sıra bu hastaların rehabilitasyon potansiyelini ortaya koymaya gelir. Örneğin hastanın genç oluşu, daha önce beyin hasarı gelişmemiş, algılama ve zihinsel problemleri gelişmemiş, idrar ve gaita problemi olmayan, görme alan bozukluğu olmayan, erken rehabilitasyon programına alınan, aile desteği olan, sosyoekonomik durumu yeterli olan ve kapsamlı bir merkezde tedavi gören hastaların tedavisinde başarı oranı daha fazladır.

REHABİLİTASYONUN AMACI;

Bu kişilerin fiziksel, zihinsel ve toplumsal işlevini en üst düzeye ulaştırmaktır. İlke olarak rehabilitasyon çalışmaları olabildiğince erken başlatılmalı. Hastanın durumu bu süreci değiştirebilir. Rehabilitasyon çalışmalarının geç başlatılması bir takım komplikasyon dediğimiz, bu hastalığın seyrinde görülen ikinci hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olur. Basınç yaraları, derin toplar damarlarda tıkanmalar ve iltihaplar, eklem sertlikleri, kemik erimesi, mesane ve barsak fonksiyon bozuklukları sayılabilir.

Rehabilitasyon çalışmaları, geleneksel yöntemler yani çeşitli eklem hareketleri, germe egzersizleri, kasların güçlendirilmesi ve hareketten oluşmaktadır. Bunları sağlamak için de bir takım teknik ve yöntemlerden yararlanılır. Bu tedaviler fizyoterapistler tarafından yapılmaktadır.

GİDİŞATI NEDİR?

Tüm nörolojik yetersizlikler, 3 aya kadar düzelebilir ve gelişme 1 yıl sürebilir. Genelde kolda yüzde 52, bacakta ise yüzde 89 iyileşme görülür. İyi bir fizik tedavi ve rehabilitasyon programıyla bu hastaların yüzde 20 - 30’u normal seviyeye ve yüzde 75’i ise yürür hale gelebilir.