Evlilik, her insanın kendine uygun olan 'Doğru insan' diye nitelendirebileceği bir kişiyle anlaşarak yaşamının geri kalanını birlikte geçirmek istemesi üzerine, yasal olarak hayatını birleştirmesi, bir bütün olmasıdır. Kim istemez ki pırıl pırıl ütülü giysilerle işe uğurlanmayı, eksiksiz hazırlanan sabah kahvaltılarıyla güne güzel başlamayı, romantik akşam yemeklerini… Aslında aşk, karşınızdakini her haliyle kabullenebilmenizi gerektirir. Şöyle ki aynı insanı sabahın köründe uykudan uyandırıldığındaki en sinirli hali ile kabul edebilmek, en yoğun günlerinde ona destek olabilmek, diz yapmış pijamalarla kanepede yastıklara sarılıp sızmışken bile onu şefkatle okşayabilmektir. Ancak ne yazık ki günümüzde evlilikler artık cepte değil, bıçak sırtında... Her ne kadar yasal olarak tasdik ettirdiğiniz bir ilişki yaşıyor olsanız da hemen hemen herkes sanki eski bayramlardan bahseder gibi, "Nerede o eski evlilikler, bir ömür aynı yastığa baş koymalar, ah ah..." diye dert yanıyor.
İLİŞKİNİN OLMAZSA OLMAZI: 6 TEMELSaygı, sevgi, özveri, empati, doğruluk ve güven; hayatımızın önemli parçaları, olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Bunlardan birinin eksik olması durumunda ise ne yazık ki ilişkiler içinden çıkılamaz sorunların içerisinde yüzmeye başlıyor, çözümü olan en basit durumlar bile bir anda sorun haline getirilebiliyor. Sonrası mı? Sonrası malum, ilişkiler bitiyor, çiftler ayrılıyor, karamsarlık ve umutsuz bakış açısı hayata yerleşmeye başlıyor. Çiftlerin paylaşımının azalması, iki taraflı anlayışın olmaması, çiftler arasında sürekli tartışmaların yaşanması, küçük tartışmaların zamanla kavgaya dönüşerek ilişkiyi yıpratması, hane içerisinde yaşanan problemlerin bireyleri dışarıda sevgi arayışına itmesi gibi daha pek çok problem, evliliği oldukça yıpratabiliyor. Hatta klasik olacak belki ama bazen çorapların yerde bırakılması, yatağı toplamama, bardağı tezgâhın üzerinde bırakma ve yıkamama gibi bahaneler bile boşanmak için bir neden oluşturabiliyor. Velhasıl diyebiliriz ki tüm bu saydıklarımızın karışımından güzel bir formül ortaya çıkıyor, " Evlilik = sevgi + saygı + özveri + empati+ doğruluk+ güven "
İLİŞKİLER ÇOK HIZLI YAŞANIYOR
Artık insanlar, ayaküstü ve son derece hızlı ilişkiler yaşayıp her şeyi bir anda tüketiyorlar. Sanal âlemlerde başlayan ilişkiler, yine son sürat sanal âlemde bitiriliveriyor. Bir cep telefonu mesajı yetiyor çoğu zaman bir ilişkiyi başlatmaya ya da bitirmeye. Sosyal Medya Profilinde yer alan ve sürekli yenilenen ilişki durumlarının hızına yetişilemiyor. 'Hoop gelsin yeni adaylar' demek bu kadar kolay olmamalı. Son durum ise sürekli çoğalan ve hızla değişen hevesleri ve buna tekabül azalan hazları doğrular nitelikte… Kimsenin kimseye eyvallahı kalmadı. Tahammül eşikleri iyiden iyiye yukarılara çekildi. Beklentiler yükseldi, hatta tavan yaptı. Peki, evlilik bu kadar kolay tüketilebilen bir ilişki mi gerçekten? Hayat boyu birlikteliğe imza attığınız kişiyle sonuna kadar yürüyeceğiniz yolda, olur olmadık ufacık bir olayda onun elini bırakıvermek var mı? Sizlere naçizane önerim, ilişkinizde doğruluktan şaşmayın, asla ve asla saygıyı elden bırakmayın.Birbirinizden bir şey saklamayarak eşinize güvenin ve onunda size güvenmesini sağlayın. Özür dilemekten gocunmayarak gururunuzun esiri olmayın. Dışarıda duyduğunuza itibar etmeyin ve duyduğunuz herhangi olumsuz bir şeyde eşinize sormadan fevri hareket etmeyin. En olmazsa olmazı da 'Seni seviyorum' demekten asla vazgeçmeyin. Tek bir pencereden, bazen farklı yönlere de olsa, birlikte bakabildiğiniz ve koca bir ömrü tek bir yastıkta paylaştığınız eşinizi hep ama hep çok sevin. Kendi çevremde hep evliliğin güzelliklerini gördüm. Bunun en canlı örneği ise canımdan çok sevdiğim annem ve babamdır. Babam ve annem hala birbirlerine baktıklarında gözlerinin içi gülüyor. Haliyle bu bizlere de yansıyor. Çünkü birbirlerine karşı sevgi ve saygı çerçevesinde hareket ederek bizlere örnek oluyorlar. Demek ki evlilik, onca yıla rağmen aşkı öldürmüyormuş. Tabii ki sitemim bu lafı söyleyenlere… Mutlu günler!