1990 yılı yaz aylarında turizm kazançları Alanya’ya oluk oluk akmaktayken, 2 Ağustos tarihinde Irak lideri Saddam Kuveyt’i işgali ediverdi. Ortadoğu’daki bu beklenmedik gelişme üzerine, ülkemize gelmekte olan charter uçakları havada rotaları değiştirilerek başka destinasyonlara yönlendirildi. Bölgemizdeki kriz 1991 ilkbaharında güneydoğu sınırlarımızdan Kürt sığınmacıların girişiyle daha da büyüdü. Sığınmacı krizi Türkiye dış politikası ile ilişkilendirildi ve Avrupalı, özellikle İskandinav konuklar seyahat tercihlerinden ülkemizi çıkardı. Bunun üzerine büyük darbe alan Türkiye ve Alanya turizmi tur operatörlerinin fiyat indirimi konusundaki ahlak dışı teklifleriyle karşılaştı…
İşte böylesine bir kriz ortamında, benim deyimimle, ‘gökten zembille triatlon indi.’ Alanya belki de tarihindeki en büyük ‘el birliğini’ triatlon organizasyonunu gerçekleştirerek sağladı. Devletin şehirdeki en yüksek temsilcisi yani kaymakam ve yerel yönetimin başı olan belediye başkanının liderliğinde şehirdeki tüm organların iş birliği ve katkısı ile, hem de uluslararası olarak Alanya Triatlonu 17 Ekim 1991 tarihinde gerçekleştirildi. Bu, o yıllarda fark edemediğimiz ölçekte bir şehrin tanıtımı için Türkiye ölçeğinde yapılmış en kapsamlı spor organizasyonuydu. Başarının sırrı şehrin tüm bileşenlerin ve halkın kendisinin triatlonu içtenlikle benimsemesi ve her anlamda destek vermesindeydi. Nitekim takip eden yıllarda organizasyon profesyonelce kayda alındı, dünyanın önemli kanallarında yayınlanarak Alanya’nın tanıtımına müthiş katkılar sağladı.
Ama başlıktaki ‘esas oğlan’ uluslararası ölçekte yapılan değil, bir yıl sonra Alanya halkının katılımıyla yapılan Halk Triatlonu idi. Şehrin bir spor organizasyonunu içselleştirmesi için halkın o sporu bilfiil yapması ve şehrin içinden, uluslararası ölçekte yarışacak triatlon sporcularının yetişmesi gerekiyordu. Bunun için bir yıl öncesinde kurulan Alanya Triatlon Tenis Kulübü (ATTK) hem triatlon organizasyonuna liderlik edecek hem de kulüp bünyesinde sporcular yetiştirecekti. Nitekim ülkenin ilk uluslararası ölçekte kabul gören sporcuları Alanya’dan yetişti ve birer kahraman olarak bir sonraki kuşaklara önder oldular.
Halk Triatlonunun esas oğlan olması, Alanya mülki amiri yani daha sonra vali olarak şehirden ayrılacak Alanya Kaymakamı Lütfi Yiğenoğlu başta olmak üzere, şehrin belediye başkanı Cengiz Aydoğan’ı, diğer tüm kamu ve tüzel kişilik çalışanlarıyla halkı yarışma ortamında bir araya getirmesinden kaynaklanıyordu. Şehrin saygı değer yargı personeli cumhuriyet savcısı, hakimler, jandarma teşkilatı 1 Temmuz Kabotaj Bayramı etkinliği içinde yer alan triatlona yarışmacı olarak katıldı. Halkla ve İstanbul’dan sırf bu organizasyon için davet edilmiş olan Mustafa Denizli ve basketbolcu Efe Aydan gibi ünlülerle yüzdüler, pedal çevirip sonra koştular. İstanbul’dan özel davet edilen o yılların spor basınının ünlü kalemleri sayfalarına, televizyon programlarına Halk Triatlonunu taşıdılar.
Şehrin o yıllarda da(!) çok gereksinim duyduğu birlik beraberlik ortamı, böylesi bir spor organizasyonuyla sağlanmış, kamuoyu oluşturmada da Yeni Alanya gazetesi her zamanki gibi öncü rolü üstlenmişti. Gazetemiz Yeni Alanya 2 Temmuz 1992 günkü baskısında Halk Triatlonuna baş sayfanın yarısını ayırarak yer vermiş, iç sayfalardaki fotoğraflarda da katılımcıların kendilerini bulmalarını sağlamıştı.