SEVGİLİ
okurlarım, aşağıdaki makalemi 12 Ekim 2009 tarihinde bu köşeden sizlere aktarmıştım. Aradan tam 5 yıl geçti, 6. yıla girdik. Şimdi aynı makaleyi kelimesi kelimesine tekrar sizlere, hem de vicdanlarınıza havale ederek yazıyorum:
Bir kere ismi dahi yanlış. Bu ismi koyanların bu milletle ve tarihiyle bir alıp veremedikleri mi var acaba?
Ergenekon değil de Tanrı Dağı, Börteçine, Asena, Kızılelma vs. ya da Hıra Dağı, Mekke, Medine gibi isimler koysalar yine itiraz ederim.
Birkaç tane gazete ve onlara bağlı televizyon kanalları her gün “haber” pompalıyor “ETO terör örgütü, ETO terör örgütü” diye sanki İspanya’daki Bask bölgesinin ETA’sı gibi!) Terör örgütü aynı görüşü paylaşan, aynı amacı güden insanlar tarafından kurulur ve bir hedefi vardır.
Bunların ateşli gazetelerinden birisi bugüne kadar ki yakalanan silahların doküman listesini veriyor. Çok enteresandır bir bölümünü aynen naklediyorum; şu kadar uçaksavar mermisi, şu kadar roket atar mermisi, şu kadar havan topu mermisi, şu kadar lav silahı mermisi, aynen böyle vallahi. O zaman adama sormazlar mı “kardeşim bu roketin, havan topunun, lav silahının, uçaksavarın kendisi nerede” diye. Evet bunları başka haber kaynaklarından da dinledik. Mermisi var, kendisi ortalıkta yok (herhalde kaçmış) Pekala tek başına mermi ne iş görür? Haydi tabancalar ve mermilerini, el bombalarını anladık. Tek başına bir şey ifade etmeyen bu mermiler ne iş yapar? Güldürmeyin adamı. Sonra bu kadar “güçlü ve etkili silaha” sahip olan bir örgüt bir sefer değil birkaç defa kullanmaz mı? Hani nerede? Bu adamlar bu kadar “mühimmat yığdılar” da niye kullanmadılar?
Her nedense kazılar hep akşamüstü başlıyor, gece yarısı da mühimmatlar bulunuveriyor. Genelde gündüz yapılan kazılarda ise pek bir şey çıkmıyor. Bu da enteresan bir durum.
“Sanıklar” ise çok ilginç. İçlerinde Kıbrıs gazisi mi ararsın, terörle mücadelede fedakarlık yapmış hatta gazi dahi olmuş kişiler mi ararsın, üniversite öğrencisi gençler mi ararsın. Hiç saygınlığından şüphemiz olmayan, kamuoyunun da şüphesi olmayan bilim adamı, sendikacı, meslek odası başkanı, avukat hatta emekli paşalar mı ararsın. Ne ararsan var. Bir de Türk Patrik Sevgi Erenol var.
Benim en çok ilgimi çeken nokta ise birisi aşırı sağcı, diğeri aşırı solcu, bakıyorsunuz “Ergenekon” da buluşmuşlar. Sokakta karşılaşsalar birbirine inanınız selam dahi vermezler. Belki de zıt görüşlere sahip oldukları için kapışırlar, kavga dahi ederler. (Kavgalı olanlar da var) Bu insanlara bakıyorsunuz iddia sahiplerine göre bu örgütte buluşmuşlar, sanki sarmaş dolaş olmuşlar. Bu olacak iş mi? İnsanın aklı mantığı bunu kabul eder mi?
Şimdi sıkı durun, en sonunda Cumhuriyet Gazetesi’nin sahibini, yazarını vs. ile Cumhuriyet Gazetesini bombalayan Danıştay saldırganını da “Ergenekon” davasında buluşturdular. Medet Allah’ım medet! Nasıl güleceğimi şaşırdım.
Bu arada şunu da en samimi bir şekilde belirteyim. Suç işleyen, kanunsuzluk yapan kim olursa olsun, cezasını çeksin ve kahrolsun diyorum. Vasfı, makamı, statüsü ne olursa olsun.
AYRINTININ NOTU: Bu yazımı saklayın. Bu dava ölü doğmuştur. İsmi dahi yanlış. Gücümüze gidiyor, onurumuza dokunuyor. Bu davaya bulaştırılacak başka isimler ve “dalgalar” var mı bilmiyorum. Ama Rauf Denktaş’ı da bu işe katmak istiyorlar. Çekindikleri için olsa gerek, yapamıyorlar. Ben iyice korktum. Anıtkabir’e gidip de “Kalk bakalım, sen de Ergenekoncuymuşsun” deseler, vallahi şaşırmam.
Bu dava açılıp da tutuklamalar başladığında ABD’nin Ankara Büyükelçisi, AB’nin yetkili ağızları hatta DTP’liler dahi memnuniyetlerini dile getirdiler. (ABD elçisi büyük balıktan bahsetti)
Kardeşim bu ülkenin topraklarına ve 72 milyon insanına tuzak kuranların memnun olduğu her şeyden ben memnun olmam. Memnun olmadığı bir şeyden ise ben çok memnun olurum.
Son olarak diyorum ki bu davadan bir şey çıkmaz, bu ülkede kanun olduğuna inanıyorum, yine bu ülkede sayıları çok olan namuslu hakim ve savcılar var diyorum. Asıl yazacaklarımı ise sonraya bırakıyorum. Diyorum ki: Ergenekon kadar taş yağsın başınıza!
NOT: Ünlü tiyatrocu Müjdat Gezen’in yakında gösterime girecek olan son oyununun adı HERGELEKON. İşin ucu komedilere ve maskaralıklara kadar uzandı. Yorumunu size bırakıyorum.