Erdoğan'ın "Askerleri"!

Bu yıl ki Yüksek Askeri Şura toplantısında çekilen fotoğraf, bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin 'ahval ve şeraitini” yansıtıyor. Kısaca; Recep Tayyip Erdoğan, artık 'tek adam”dır ve 'Muhteşeme Padişah” edasıyla tahtında...

Bu yıl ki Yüksek Askeri Şura toplantısında çekilen fotoğraf, bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin “ahval ve şeraitini” yansıtıyor. Kısaca; Recep Tayyip Erdoğan, artık “tek adam”dır ve “Muhteşeme Padişah” edasıyla tahtında oturmaktadır. TSK ve Komutanları artık onun mutlak hükmü altına girmiştir ve bundan sonra “Yeni Anayasa” ile yapılacakların da yolu açılmıştır…
**
Yardımcısı Bekir Bozdağ, Erdoğan’ın YAŞ’taki fotoğrafını, “Demokrasi adına güzel bir fotoğraf” diye yorumlamış… TSK’ne herhalde “ataerkil” bir hıncı olan Bülent Arınç da, ”Bir köye iki muhtar olmaz” dermiş… Yani hazrete göre TC bir “köy”, RTE de “tek muhtar”!
Bu aynı zat daha önce komutanlara “Oturun oturduğunuz yerde” demişti; şimdi “Oturtuldular” işte!
***
Erdoğan’ın organı Yeni Şafak gazetesinde sahibinin sessi Ali Bulaç ilan ediyor: “Türkiye, bazılarının iddia ettiğinin aksine İkinci Cumhuriyet'e değil, Üçüncü Cumhuriyet'e adım atmıştır!”
***
Kısacası TSK’ni yok etmek için uzun süredir içerden dışarıdan yönetilen ve uygulanan darbe operasyonunun önemli bir aşaması gerçekleşmiştir ve 35. Maddenin de kaldırılması ve Genelkurmayın Milli Savunma Bakanlığına bağlaması ile tamam olacaktır.
***
Bu komplonun ne denli uluslararası-vakıflararası, AB–ABD sarmalı, melun bir tertip olduğu aşikar. Son yıllarda AB ve Soros Vakfı’nın ve maalesef TÜSİAD’ın TSK hakkında, geleneksel konumunu ve gücünü yok etmek ve sözde “sivil otoriteye bağlamak” amaçlı ve binlerce onbinlerce dolar vererek raporlar hazırlatırlar.

Elime bir Hollandalı uzmana 2006 yılında AB tarafından hazırlatılan aynı temadaki bir rapor geçti. Konusu kısaca; “TSK nasıl siyasi otoriteye bağlanır?” Bu “Hollandalı uzman” Türkiye’nin koşullarını ne derece bilir ki TSK’nın Hollanda Ordusu gibi “Saray Muhafızı” olmasını öneriyor? Asıl AB, ABD bu konuyla neden bu kadar ilgilidirler? Türkleri çok sevdikleri ve demokrasi uğruna mı?
Hayır: İçerideki ve halen iktidarda olanların ve dış güçlerin çeşitli çıkar ve emellerine engel olduğu ve “kontrol edemeyecekleri” bu gücü bertaraf etmek isterler! Eğer TSK bugüne kadar ki manevi gücü ve komunu ile hiç olmasaydı işleri ne kadar kolay olurdu ve bu gidişle “olacak”!
***
Türk Ordusu başka hiç bir millete nasip olmayan bir millet ordusu idi… Şimdi Erdoğan’ın Ordusu... Birkaç yıldır çeşitli tertiplerle Ordumuzun saygınlığını ve güvenini yok ettiler… Son darbe de bu! Şimdi CHP’nin ekseni kaymış lideri de bu cürüme iştirak ediyor. 35. maddenin kaldırılmasına ve TSK’nın Genelkurmayı komutanlarının doğru yere oturtulmalarına destek olacak. Hazret bilmeli kı: O madde Mustafa Kemal Atatürk’ün maddesidir ve Atatürk olacakları bildiği için Ordunun TC’yi kollayacak ve koruyacak son güç olduğunu söylemişti.
***
Yeni Genelkurmay Başkanı seçildi… Yeni komuta kademesi de yüksek tasdikten geçti. Zevahire göre iş tatlıya bağlandı… Genç subaylar da rahatsız değillermiş. Çünkü “terfi” yolları açılmış.
Ancak gerçek böyle mi?
Işık Koşaner’in muhtıra gibi istifanamesi buz üzerine mi yazıldı… Oradaki gerçekler artık yok mu? Yeni Genelkurmay Başkanı şimdi bunları inkar mı edecek… Hele onurlu generallere yakışmayacak “yeni yakalamalar” karşısında suskun mu kalacak? Bu Sayın Yüksel Paşa’yı rahatsız etmiyorsa, bilsin ki kamu vicdanı çok rahatsız! TSK, komutanları hakkında sözler hiçbir zaman bu kadar “ayağa” düşürülmemişti.
***
Bumdan sonra Kemal’in askerleri yok, Erdoğan’ın askerleri var. Harp Okullarında “Mustafa Kemal” denir ve öğrenciler tek bir ağızdan “Aramızda, burada” derlerdi… Şimdi ise “Na mevcut” veya “Mazereti var” mı denecek?
***
“Her millet layık olduğu hükümeti bulur” derler. Benim sorum: Türk milleti, Türk Ordusunu, Atatürk’ü hiç sevmemiş, özümsememiş bir iktidar tarafından yönetilmeye mahkûm mu? Makûs “Kaderimiz” bu mu?