SON yıllarda ülkemizin dört bir yanında yüreğimizi yakan orman yangınları ve bu yangınlarda canını feda eden orman işçilerimiz… Alanya gibi turizm cenneti bir şehrin ise sık sık elektrik kesintileriyle boğuşması, vatandaşların yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürüyor. Tüm bu yaşananlar, bize önemli dersler çıkarmanın vaktinin geldiğini gösteriyor.
Her yaz mevsimiyle birlikte adeta bir kabusa dönüşen orman yangınları, sadece ağaçları değil, ciğerlerimizi de yakıyor. Bu yangınlarla mücadele ederken en ön safta yer alan, canı pahasına alevlerin arasına dalan orman işçilerimizin trajik ölümleri, içimizi daha da acıtıyor. Onlar, ülkemizin doğal güzelliklerini korumak için kendi hayatlarından vazgeçtiler. Peki biz, bu kahramanların fedakarlıklarının hakkını verebiliyor muyuz? Yangınların çıkış nedenleri üzerine yeterince düşünüyor, önleyici tedbirleri alıyor muyuz? Yangınlarla mücadele altyapımızı ve personelimizin eğitimini sürekli geliştiriyor muyuz? Bu soruların cevabını samimiyetle vermeli ve acı tecrübelerimizden ders çıkarmalıyız. Ormanlarımızı korumak sadece yangın söndürmekle değil, aynı zamanda bilinçli olmak, çevreye saygı duymak ve kurallara uymakla başlar.
Alanya'nın Kesintilerle Sınavı
Alanya, doğal güzellikleri ve turistik potansiyeliyle ülkemizin gözbebeği şehirlerinden biri. Ancak son dönemlerde sık sık yaşanan ve saatlerce süren elektrik kesintileri, hem yerleşik halkı hem de şehre gelen turistleri bezdirmiş durumda. Yaz sıcağında klimasız kalmak, iş yerlerinde üretimin durması, evlerde buzdolaplarının bozulması…
Bu mağduriyetler, Alanya'nın imajına da büyük zarar veriyor.
Elektrik, modern yaşamın vazgeçilmez bir parçası.
Altyapı sorunları mı var?
Bakım ve onarım çalışmaları yeterli mi?
Dağıtım şebekesi günümüz ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu?
Bu kesintilerin nedenleri şeffaf bir şekilde açıklanmalı ve kalıcı çözümler üretilmelidir. Vatandaşların mağduriyeti sadece geçici önlemlerle giderilemez. Enerji dağıtım şirketlerinin ve ilgili kurumların bu konuda vatandaşların sesine kulak vermesi gerekiyor.
Orman yangınları ve elektrik kesintileri, farklı gibi görünse de aslında ortak bir paydada buluşuyor: altyapı eksiklikleri, önleyici tedbirlerdeki yetersizlikler ve plansızlık. Artık felaketler yaşanmadan önce harekete geçmeli, riskleri öngörmeli ve gerekli yatırımları yapmalıyız.
Toplum olarak da daha bilinçli olmalıyız. Orman yangınlarına karşı duyarlılığımızı artırmalı, en küçük bir kıvılcımın bile büyük felaketlere yol açabileceğini unutmamalıyız.
Elektrik enerjisini daha verimli kullanmalı, israftan kaçınmalıyız.
Esen kalın...