Sosyal medyada gezinirken denk geldiğim bir videonun adeta içine düştüm.
Görüntülerde besleme havuzu olduğunu düşündüğüm havuzdan ani bir kararla tüm gücü ile atlayan ve düştüğü çakılların üzerinde yaşam ve ölüm arasında uzanan yolda ritmik hareketlerle ilerleyen küçük balık....
İçinde bulunduğu küçük havuzun içinde başka balıklar da var...
Hiç biri bunu düşünmedi bile ama o havuzun duvarlarının ötesinde olanları merak etti, cesaretini topladı...
Bizim için 1-2 adım olsa bile onun açısından kilometrelerce uzanan bir yol...
Pes etmedi ilerledi... ve özgürlüğünü kazandı...
Hem ekonomik hayatımızda, hem ülkeye karşı sorumluluklarımızda iç dünyamızda yaşadığımız ve sürekli 'Aman şimdilik nefes alıyorum ya' babında kendimizi teselli ettiğimiz o kafeslerden kurtulmada küçük balık kadar cesaretimiz yok.
Yaşadığımız hayatın ne kadar kısa ve geçen zamanın geri getirilemeyeceğini bilmemize rağmen sadece içinde bulunduğumuz zamana ayak uydurmak için ertelediğimiz hayallerimiz....
Bugün maaşını aldın... rahatsın... Ya yarın?
Tamamen kapitalist eğitim sisteminin içinde kendi besleme havuzlarımızda dar bir alanda dönüp durmayı yaşamak sayıyoruz...
İlerideki büyük denizi bildiğimiz halde, deniz ve havuz arasındaki mesafeden korkuyoruz...
O balığın cesaretine sahip olanlar özgür ölüyor....