ÇOCUKLUĞUMDAN
beri gazetelerin seri ilanlar sayfalarına bayılırım, hele yerel gazetelerinkini hiç kaçırmam.
Alanya dışında başka bir şehre gittiysem, mutlaka o bölgenin en çok okunan yerel gazetesini satın alırım, rutin siyaset, gündem, spor vs haberlerinden sonra bizim camiada "sarı sayfalar" da denilen seri ilanlara yumulurum, saatlerce göz gezdirip kendimce o şehre ilişkin analizler yaparım.
Misal gidin Yozgat'a, Antep'e, Urfa'ya, ilanların şekli anında değişir.
Yozgat'ta tarlaya ırgat, Antep'te kilimciye çırak, Urfa'da kebapçıya komi aranır çünkü.
Alanya ise tam bir Avrupa Birliği sentezi gibidir, seri ilanlar konusunda.
Alanya gibi turistik yörelerde en çok otele, diskoya, restorana vs eleman aranan ilanlarla doludur gazetelerin sarı sayfaları.
Buna mukabil, değişik iş kollarına eleman arayanlar da hemen dikkat çeker.
Örnekse, isim vermeyeyim, diş doktorunun biri yaklaşık 10 senedir sürekli sekreter ilanı verir. Aradığı kriterde bulamıyor mu, bulduğu ile geçinemiyor mu, farklı beklentileri mi var, orası muamma!
Misal, yeme içme sektörünün ünlü bir markasının "eleman aranıyor" ilanı hiç eksik olmaz. Sordum soruşturdum, başvuran elemana "1 ay deneme süren var" deniliyormuş, 1 ay dolunca çocuk haliyle sigorta istiyormuş, "Senden memnun kalmadık" deyip sırada bekleyen onlarca elemandan birini daha çağırıp 1 ay daha günü kurtarıyorlarmış.
Nasıl sistem ama.
Bence müthiş (!), harikulade.
Böyle zengin olunuyor, pahalı arabalara böyle binilip lüks evlerde böyle oturuluyor demek ki!
Misal, daha dün yerel gazetelerin birinde, lüks olduklarını ifade eden bir sitenin yöneticisi "kapıcı" ilanı vermiş ama sanki kızına damat arıyor.
Diyor ki; "Evli olacak ama çocuğu olmayacak. Olursa da 1'den fazla olmayacak. 25-35 yaş arası olacak. Sigara içmeyecek. Lise mezunu olacak. Havuza bakacak, sitedeki ağaçları budayıp suyunu gübresini verecek, ekim dikim yapacak. Altı gün, sabah 8 akşam 18 çalışacak, kalacağı evde 100 liradan fazla elektrik yakarsa kendisi ödeyecek. Eğer bizimle çalışmak isteyen varsa da aşağıdaki telefonu arayıp randevu alacak."
Vay babam vay.
Sanki siteye kapıcı değil de, Koç Holding'e CEO alıyor mübarek.
Neyse, vaktinizi fazla almayayım, sadede geleyim.
Aynı gazetede iki ilginç ilan daha var.
Birincisi...
Malum, kriz var ve oteller dolmayacak gibi ya.
İsim vermeyeyim, Alanya'nın en popüler otellerinden biri gazeteye ilan vermiş, kişi başı her şey dahil 4 gece 5 gündüz 280 TL'ye kadar düşürmüş fiyatları.
Hesap ettim, günlük 70 TL'ye geliyor.
Bir ay kalsam bu otelde, 2.100 TL vereceğim.
İçinde elektrik var, su var, havuz var, hamamı saunası var, sabah/öğle/akşam ye babam ye var.
Yemin ederim bizim evden daha ucuz, üstelik hizmet satın alıyorsun, her gün yatak çarşafın, bornozun, havlun falan değişiyor.
İkinci ilan, yine aynı otele ait.
Diyor ki; "Falanca bol yıldızlı otelimizin fotoğraf işi yıllık 30 bin Euro'ya kiralıktır."
Çarp 3.30'la, aşağı yukarı 100 bin TL ediyor.
"Yıllık" dediği de hepi topu 4 ay açık kalacak bir otel.
Nedir "fotoğraf işi" denilmesinden kasıt, izah edelim.
Birincisi restoranda, ikincisi havuz başında olmak kaydıyla, kıytırık, adı stant olan ama normalde verzalit masa ve sandalyeyi, "denize düşen yılana sarılır" misali kabul edersen sana 30 bin Euro'ya iteliyorlar.
Sen de restoranda yemek yiyen, havuza veya denize giren turist amca ve teyzelerin fotoğraflarını çekiyorsun, bu fotoğrafları çarşı merkezindeki bir fotoğrafçıya kağıt baskı yaptırıp otelin görünür bir yerindeki panoya asıyorsun.
Herkesin elinde en kralından fotoğraf makineli ve lensli cep telefonunun olduğu bu dijital çağda eğer alan olursa 5-10 Euro'ya panodaki o fotoğrafları satmaya çalışıyorsun, topladığın o paraları biriktirip hem çoluk çocuk geçiniyorsun, hem de dükkan, pardon, verzalit masa sandalyenin kirasını ödüyorsun.
Üstelik bunu, işsizlikten her şey dahil oda fiyatını günlük 70 TL'ye indirmek zorunda kalan ama iş sana gelince kirayı Paris, Roma, Havai otellerinin standardında tutan "turizmci" abilerin, ablaların, amcaların ve teyzelerin otelinde yapıyorsun.
"Günlük 70 TL'lik oda sattığın adam tek fotoğrafa 3 Euro verir mi a vicdansız. El insaf. Düşür şu kirayı biraz" desen, inan, ne kadar zor şartlar altında yaşadığını dakikalarca anlatacaktır sana, çünkü birebir şahidim.
Uzun lafın kısası...
Şu iki ilan mevzunda bile açık ve net görülüyor ki, Alanya, pek çok konuda olduğu gibi turizm, turizmci, otelci ve kiracı bağlamında da bir tezatlar şehridir.
Allah, mazlumu zalime muhtaç etmesin, Allah herkese kalbine ve rızkına göre versin, amin.