Ek tasfiye nedir?

Bilindiği üzere tasfiye, bir şirketin sona erme kararı almasını takiben mal varlığının paraya çevrilerek borçların ödenmesi ve varsa kalanın ortaklara dağıtılması sürecidir. Bu süreç 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da (TTK) ayrıntılı bir şekilde düzenlemiştir. Tasfiye sürecinin tamamlanması sonucunda ise tasfiye sürecindeki şirket, ticaret sicilinden silinir, yani şirket bir anlamda ölmüş olur. Ayrıca şirket tüzel kişiliğini de kaybeder.

Ek tasfiye ise tasfiye sürecinin tescil ve ilanla sona ermesinden sonra, sonradan öğrenilen ya da ortaya çıkan malvarlığı unsurları veya borçlar nedeniyle yeniden başlatılan bir tasfiye sürecidir. TTK’nın 547.maddesi de ek tasfiyeye ilişkin hukuki altyapıyı sunmaktadır. Bu maddeye göre, şirketin sona erdiği tescil edilmiş olsa (ölmüş olsa) bile, daha sonra ortaya çıkan bazı nedenlerden dolayı ek tasfiye talep edilebilinir.

Ek tasfiye talebinin mahkemece kabul görmesi için aranan bazı şartlar veya nedenler vardır. Bunlar;

Daha önce bilinmeyen alacak veya borçların ortaya çıkması,
Mahkemelerce verilecek iadesi gereken tazminat kararları,
Tasfiye memurlarının eksik veya hatalı işlemler yapmaları,
Şirkete ait bazı aktiflerin, dağıtım sırasında dikkate alınmamaları nedeniyle, dağıtım dışında kalmaları,
Anlaşmazlık konusu olan ve bu nedenle tasfiyeye ilişkin özel hüküm gereği tevdi edilmiş veya güvenceye bağlanmış bir borcun şirket lehine çözülmesi ve söz konusu borçların karşılıklarının boşta kalması,
Malvarlığının dağıtımı esnasında ilgili kanuni hükümlere uyulmamış olması,
Pay sahiplerince haksız olarak alınmış olan tasfiye payları için geri verme davasının açılmasının gerekmesi,
Organlara karşı sorumluluk davası açılmasının icap etmesi,
Şirket tarafından yapılması ve web sitesine konulması gerekli olan açıklamalar ve şirket tarafından kabul edilmesi zorunluluğu bulunan işlemlerin mevcut olması,
Şirketin yararına sonuç doğuracak bir davanın açılması, şirketin bir davada davalı olarak bulunması veya aleyhine icra takibi yapılması, şeklinde sıralanabilir.


Yukarıda sıralanan nedenlerden birinin varlığı halinde, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurarak ek tasfiye talebinde (şirketi yeniden diriltme talebi) bulunabilirler. Mahkeme de tarafların bu talebinin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline veya bir anlamda şirketin yeniden diriltilmesine karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için de son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atar. Böylece ek tasfiyenin kabulü halinde, şirket yeniden ticaret siciline kaydolur. Ayrıca söz konusu şirketler, ticaret unvanını da “tasfiye halinde” ibaresi ile birlikte kullanmaya yeniden devam eder.


Bununla birlikte ek tasfiye süreci, şirketin yeniden bir ticari faaliyete geçmesini sağlamaz. Geçici bir tedbir niteliğinde olup, yalnızca yeni ortaya çıkan durumun tasfiye edilmesini sağlar. Bu süreç sonunda da ek tasfiyeye konu borçlar ödenir, varlıklar paraya çevrilir, alacaklar tahsil edilir ve varsa kalan değerler yeniden ortaklara dağıtılır. Ek tasfiye tamamlandıktan sonra ise tasfiye memurları ticaret sicili müdürlüğünden yeniden şirketin ticaret sicilden silinmesi yönünde bir talepte bulunur ve şirket yeniden ticaret sicilinden silinir. Böylece tüm işlemler yapıldıktan sonra şirket ikinci bir defa tüzel kişiliğini kaybetmiş olur.