Ego, ego, ego...

EGO; Latince'de 'ben' demektir. Nedir bu ben?  Freud; insan ruhunun üç parçadan oluştuğuna inanır. Bunlar id, ego ve süper ego kavramlarıdır.  Kısaca açıklayacak olursak id; yaratılıştan gelen en ilkel benliğimiz olan...

EGO

; Latince'de 'ben' demektir. Nedir bu ben?
Freud; insan ruhunun üç parçadan oluştuğuna inanır. Bunlar id, ego ve süper ego kavramlarıdır.
Kısaca açıklayacak olursak id; yaratılıştan gelen en ilkel benliğimiz olan alt benliğimizi oluşturur. Kural yoktur. Kişiler sadece dürtülerine göre hareket eder. Amaç hazza ulaşmaktır ve kişinin öznel dünyasını ifade eder.
Süper ego ise; bir çocuğun en son gelişen sistemidir. Çünkü soyut düşünme aşamasından sonra açık bir şekilde meydana gelen öncesinde ise çevreden gözlemleyerek elde ettiği örtük öğrenmelerle kendini tamamlayan daha çok ‘ahlak’ boyutunu içeren süreçtir. Genelde öğretilerin, gelenek ve göreneklerin, davranışların doğru veya yanlış olup olmadığı ile ilgilenir ve idealisttir. Örneğin; bir çocuğun oyun amaçlı birinin eşyasını aldığı zaman yaptığı eylem karşısında ailesi tarafından ceza alması ve bundan sonra doğru olmadığını fark ederek gelişiminin tamamlaması süper ego ile ilişkilidir.
Ego ise; tanımladığımız bu iki sürecin tam ortasında yer alan denge merkezidir. İdin isteklerini ve süper egonun ahlaki boyutunu akla uygun nedenlerle gerçekleştirerek köprü görevi üstlenir.
Toplum içinde sürekli konuştuğumuz egoist, kendini beğenmiş vs. gibi kalıplar aslında bu ego ile aynı anlamı ifade etmemektedir.
Egoist; bencil demektir ve egonun benliğinden gelir. İkisi arasında ki en önemli fark biri gerçeklik ve farkındalık ilkesine göre hareket ederken egoistlik sadece kendi gerçekliğine göre hareket edip diğer unsurları dikkate almamayı içerir.
Bencillik her insanın doğasında olan doğal bir durumdur. İyilik ve kötülük gibi. Bir şeyin sorun haline gelmesinin en önemli nedenlerinden biri aşırıya kaçmasıdır. Aşırı fanatizm, aşırı bencillik, bir düşünceyi aşırı bir şekilde savunmak ve ya bir inana aşırı bağlanmak gibi örneklerin sonunda ve içinde mutlaka bir problem vardır.
Kişi kendi eksikliğini ve ya yaşadığı herhangi bir olayın üzerini bu şekilde örtebilir. Psikoloji de buna savunma mekanizmaları ismi verilir. Aslında her insanda var olan bu olgular kişiyi birçok zaman olumlu olarak etkiler. Biraz önce dediğim gibi bunun da aşırıya kaçması farklı ruhsal bozukluklara zemin hazırlayabilir.
Egoist insanda ki en temel sorunlardan birisi; her zaman kendinin haklı olduğuna inanmasıdır. Mutlaka görürsünüz etrafınızda bir insanın hatasını kabul etmesi çoğu zaman zor gelir. Bilmiyorum demekten kaçarız. Hep bildiğimizi savunur, başkalarının duygu ve düşüncelerini dikkate almayız. Ruhumuz ve bedenimizin mükemmeliyetçi istekleri bizi birçok açıdan geriye doğru çeker. Farkında olmadan daha acımasız ve doyumsuz olmaya başlarız.
Bunu fark etmek bazen sorunların çözümü için yeterli olmayabilir. Alışkanlık haline gelen ve kişiyi olumsuz etkileyen davranış örüntülerini değiştirmek için bazen daha profesyonel birinden yardım almak gerekebilir. Bunun yanında değiştirmek istediğimiz örüntülerden kurtulmak için o konuyla ilgili kitaplar okumak, film izlemek ve ya araştırma yapmak da bazen tek başına iyileşme sürecinde yeterlidir. Dediğim gibi konu ne olursa olsun ilk adım gerçekten kendine dışarıdan bakıp farkındalık sağladıktan sonra harekete geçmektir. Hemen şu an, şimdi ve burada harekete geçmektir. Hayatımız daha sonra yaparım demek için garantisi olmayan bir eşya. Ömrü bitmeden ona bakmak, onu sevmek ve ona sarılmak lazım.
Bu konuda kendine inanan herkese başarılar dilerim. Hayatınız boyunca daima hoşgörülü olabilmeniz dileğiyle.