Çağdaş kent yaşamında insanoğlu, hayat akışını kolaylaştıracak hizmet akışın sağlayacak, rahatlatıcı, huzur verici ve sürdürülebilir projeler ile geleceğe yönelik sosyal beklentileri tercih edeceklerdir.
Tabii ki vergisini veren bireyler olarak da buna hakları vardır.
İşte bu olanakları sağlayacak kuruluşların en başında belediyeler gelir. Belediye yönetimlerinde ise partiler, bilhassa belediye başkan adaylarını seçerken yöre halkının ihtiyaçlarını iyi tespit etmeli, güvenilirlilik ilkesi doğrultusunda, projeler üretebilecek, idare yeteneğine sahip, zeki ve bilhassa çağdaş tecrübeli birilerini tercih etmelidir.
Hani atalarımızın bir deyişi vardır.
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”
İşte tarihi, kültürü ve turizmi ile Antalya, Avrupa turizm devleri arasına kısa zamanda girerek, hizmet üst yapısı ile çağı yakalamaya çalışmaktadır.
Ülke ekonomisine ve istihdamına sağladığı katkılar hiçbir zaman göz ardı edilmeyen bu kentin yaşamında, kısa vadeli projelerin yanında geleceğe yönelik çevreci hizmet yatırımları da planlamalı ve hedeflenmelidir.
Bugüne kadar, hükümetlerin sağladığı kısıtlı bütçeler ile sözde hizmet üretmeye çalışan Belediye Başkanları, yönetim şekil becerilerini göstererek ve de sürekli borç edebiyatı yapmayarak kentlerinin sağlıklı bir şekilde yeterli hizmet almalarını sağlamalıdır.
Ne tarihi ne kültürel kentler miras projelerinden, ne de dünya bankası yeniden yapılanma fonlarından faydalanamayan yerel idareciler, kadrolarının da basiretsizlikleri yüzünden, bugüne kadar koltuklarında, protokollerde ve makam arabalarında keyif sürmeyi tercih etmişlerdir.
İstanbul ile aynı hava yolu insan taşımacılığına ve konaklamasına sahip Antalya, yatırım açısından İstanbul’un hep fantezi projelerinin gölgesinde bırakılmıştır. Çünkü Antalya için proje üretilememiş, tabii ki mali kaynaklar da merkezi yönetimlerden tahsis edilmemiştir.
Her zaman için Ankara ve İstanbul nüfus yoğunluğu nedeni ile oy deposu olarak görülmüş, Anadolu kentlerinin hakkı yenilmiştir.
Çarpık yapılaşma ve göç yüzünden herhangi bir doğa afetinde sel baskınları yaşayan Egenin turizm incisi İzmir için bile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek “…balık adam gönderelim mi” diye sözüm ona utanmadan dalga geçmektedir. Bu ayıp iktidarın ayıbıdır Gökçek efendi.
Çünkü sen İzmir’in, Antalya’nın turizm gelirleri ile hak ettiğin payın üstünde pay alarak devlete sınırsız borçlanarak, yatırım bedellerinin üzerinde belediye hizmeti sağlıyorsun.
Turizmde, tarım üretiminde çığır açan Antalya, İzmir gibi dünyaya açılan Büyükşehirlere gereken önem hükümetlerce ayrılacak bütçe artış payları ile artık verilmelidir.
Düşünen insan, yaşayan kent halkı tüm bunları artık görerek bir kez daha düşünerek çözecek ve kent yönetimindeki tercih hakkını da ona göre yapacaktır.
Çünkü artık buralarda yaşayanların da hizmet almaya hakkı vardır.
Kıssadan hisse “Maymun artık gözünü açtı” deyiminden hareketle vatandaştan son bir uyarı bu seçimlerde gelecektir.
Diyoruz ki “Düşünen insan çözecektir.”