Düşmanımın düşmanı dostumdur

İnsanın düşünen bir hayvan olduğu iddiasını sürekli gündeme taşıyoruz. İnsan, bir taraftan hayvani yönüyle acımasızlaşırken diğer taraftan da düşünsel açılımları ve insani yaklaşımlarıyla, insanın yücelişine katkıda bulunabilecek...

İnsanın düşünen bir hayvan olduğu iddiasını sürekli gündeme taşıyoruz. İnsan, bir taraftan hayvani yönüyle acımasızlaşırken diğer taraftan da düşünsel açılımları ve insani yaklaşımlarıyla, insanın yücelişine katkıda bulunabilecek hümanist bir anlayışla hareket edebilmekte…İnsanı insanlıktan çıkaran bir sürü kimlikler ve bu kimliklere öykünerek oluşturulan, siyasi ya da ideolojik yapılanmalar var.İnsan bir birlikteliğin içinde yer alarak yalnızlıktan kurtulmaya, belli bir mensubiyet duygusuyla bu yapıyla sarmaş dolaş olurken, diğer yapıları ve de tüm düşünsel yaklaşımları ötekileştirerek, karşısına alıp onları düşman ilan eder. Tüm örgütlerin ya da siyasi yapılanmaların ortaya çıkış amacının, ülkeye ve ülke insanına hizmet olması gerekirken, bizde belli kimlikleri, düşünsel açılımları hatta toplumun her kesimince benimsenmesi gereken bazı simgelerin, kavramların, belli değerlerin ve de sembollerin bir kesimce sahiplenilerek bunun üzerinden siyaset yaparak, karşıt görüşleri düşman ilan ederek belli bir çatışma kültürü içinde siyaseten öne çıkma çabası haline geliyor.Türkiye’de yıllar boyu birçok düşman yaratılmış ve bu düşmana karşı da savaş ilan edilmiştir.1980 öncesinin düşmanı komünizmdi.Komşu Yunanistan, baş düşmanımız olarak gösteriliyordu.Bugünün düşmanı ise şeriat, Kürtçülük, terör örgütleri ve Alevilik gibi kutuplaşmalara dayalı yapılanmalar…Hâlbuki günümüzde, özellikle de Türkiye'de, hiçbir zaman şeriata dayalı bir devlet yapılanmasının olamayacağıdır.Bazı siyasi partiler ya da siyasiler tarafından zaman zaman dinin istismar edilmesi, dini ritüellerin kullanılması söz konusu olsa da bunun şeriatı çağrıştıran bir siyaset anlayış olarak kabul edilmesi mümkün değil.Her toplumda belli marjinaller olabilir.Önemli olan, bunların sayısı ve etkinliği hatta seçtiği yöntemdir.Ülkemizdeki siyasi yapılanmaların önemli bir bölümü, bu tür kamplaşmaların fanatizmiyle ayakta kalabilmekte…Türk gençliği, özellikle bizim kuşak ve sonrasındaki kuşaklar, yıllar boyu bu tür oyunlara gelerek boşu boşuna birbirlerini yok etmeye çalışıp ülkeyi kan gölüne çevirdiler.Millet ve de gençlik olarak, artık bu klasik oyunlara gelmemeliyiz.Dünyalı ve insan olmaya odaklanıp, birbirimize sahip çıkıp kucaklaşarak, bu ülkeyi çok daha ilerilere taşıyabilmek için var gücümüzle çalışmalıyız.Dün MHP ile CHP karşı cephelerde birbiriyle kanlı bıçaklıydı.Bugün öyle mi?CHP ve MHP, son yıllarda neredeyse kanka oldu!Belki de bu, 'Düşmanımın düşmanı, dostumdur' anlayışından kaynaklanıyor olabilir!Bugün, CHP ve MHP’nin baş düşmanı Ak Parti olduğuna göre; eğer bu iki parti, bu kafayla giderlerse bu dostlukları, sanırım, uzun yıllar sürecek gibi gözüküyor!