Düneg, düneg, düneg!

Bilader benim güccüglüümde evin altında bi gedey varıdı. Gedey deyi ahıra derler bizim Alanya'da. Gedeyin bi samanlıı varıdı. Iramedli bobam samanlaa bi hatıl uzaddı. Hatıl deyi düz bi aaç dilmesi olur, ona derim. Tovuglar engi hatılda tirkelenirdi. O vakıdlar bol tovuumuz varıdı. Engi tovuglar samanlaa yumurtlardı. Hatılın üsdünden yörürler, folluu bulullarıdı. Follugda da bayaa esgimiş bi yumurta olurdu. Engi yumurtayı da çoo vakıd sıçan, ilan çalar, gırar, içerlerdi. Birinde bi bagdım, engile gara ilanın biri yumurtayı yudub durur. Aşam vagdına dooru tovuglar gedeye girmeeverirdi. Anam tovugları gedeye gatıcaam deyi oğraşır dururdu. Onun "Düneg! Düneg! Düneg!" deyişi hala gulaglarımda çınılar. Düneg deyi tovuun dünedii yere derim. Tovuun kimisi de aşamıla aaca dünerdi. Dee esgilerde aaca düneyen tovugları tilki, çakal yerimiş. Iramedli bobam annadırdı. Tilkinin, çakalın gözü ışıl ışıl ışılarımış. Tovug da engi gözü görünsüre sabah oldu deyi aaçtan iniveririmiş. Ondan soona da tilki, çakal tovuu gapıveririmiş. Dee esgilerde Begdeş'in üssakasına dooru tilki, çakal çog inerimiş emme bana deggelmedi. Yalınız geçen sene forsuğu gördüm. Forsug ara sıra orteere çıkıyoru. Bu vakıdlarda da tosbaa çıkıyoru. Alanya'da gablumbaaya tosbaa derler. Öndüün Sepedci Hasan'ın yerinden aarı bi tosbaa yolun ortasına dooru yörüüb gederimiş. Çıynanmasın deyi aldım, bol otlu bi yere gooverdim. Bilader böön tovugdan girdig, tosbaadan çıgdıg.
Benden böönlüg bu gadar. Hadi galın saalıcaala.