Doğa’nın yeniden doğuş mucizesi: Salalah, Umman

KÖRFEZİN şahsına munhasır ülkesi Umman, güneybatı Asya'da Arap yarımadasının güneydoğu kıyısı boyunca uzanır. Umman'ın bu denli az bilinmesinin sebebi, belki de gerçek anlamda yürütmüş oldukları yurtta sulh cihanda sulh politikaları...

KÖRFEZİN

şahsına munhasır ülkesi Umman, güneybatı Asya’da Arap yarımadasının güneydoğu kıyısı boyunca uzanır.
Umman’ın bu denli az bilinmesinin sebebi, belki de gerçek anlamda yürütmüş oldukları yurtta sulh cihanda sulh politikaları sayesinde, bölge ve dünya sorunlarına müdahil olmamalarından dolayıdır...
Umman’ın dağları, vadileri, plajları gibi muhteşem doğal güzellikleri yanısıra, kültürlerini hala korumaları ve korumak için verdikleri mücadele Umman’ı bütün diğer bölge ülkelerinden farklı bir konuma koymaktadır.
Umman hakkında yazacak daha çok yazı var ancak bu ilk yazı, bölgede başka hiç bir örneği olmayan Umman’ın ikinci büyük kenti Salalah hakkında...
Salalah; doğanın, uykudan uyanır gibi kıştan yaza geçmesi değil, yok olup gitti derken tekrar canlanmasının hikayesi...
Salalah; yağmurun hayat vermesi, çölün yemyeşil bir cennete dönüşmesinin hikayesi...
Salalah; hayatta umutsuzluğa yer olmadığının tekrar ayağa kalkmak için bir nedenin yeterli olduğunun hikayesi...
Salalah; Umman’ın güneyinde, Hint okyanusu kıyısında, Yemen sınırına yaklaşık 170 km. mesafede, Umman’ın ikinci büyük şehridir. Ancak bu yazının konusu ne benim Salalah’a yolumun nasıl düştüğü, ne Salalah’ın ansiklopedik bilgileri, ne de Salalah’ın turizm potansiyeli...
Bu yazının konusu National Geographic’te yıllar önce hayretler içerisinde izlemiş olduğum muson yağmurlarının bir çölü nasıl değiştirdiğine dair belgeseli yaşama anımdır...
Kış aylarında Salalah’ı ziyaret ettiğiniz zaman sizleri hindistan cevizi ağaçları, muz ağaçları, beyaza yakın ince kumlu plajları, Hint okyanusu ve her çölün vazgeçilmez rengi olan kahverengi dağları ile karşılar.
Hava sıcaklığı 30–35 derece olması sebebiyle, Dubai, Mısır gibi destinasyonlar ile aynı sınıfta, kış aylarında tercih edilebilecek deniz, kum, güneş destinasyonu olarak gelişimi hedeflenmiş, rekabete henüz girememiş ama son zamanlardaki yatırımlar ve çalışmalar ile önemli bir turizm kenti olma yolunda ilerlemektedir.
Buraya kadar dile getirilen özellikleri ile diğer kış destinasyonlarından bir farkı olmadığı düşünülürken, bütün hikaye Haziran’ın son haftasında muson yağmurlarının başlaması ile değişmektedir...
Arapça mevsim kelimesinden türetilmiş muson; özellikle Asya kıtası ile Hint okyanusunun, yaz ve kış mevsiminde farklı ısınmasına bağlı olarak oluşan mevsimlik rüzgarları tanımlamaktadır. Hint Okyanusundan karaya doğru esen bu nemli rüzgarlar, alçak basıncın oluşmasına sebep vererek büyük miktarda yağış bırakmaktadır.
Genellikle Güney Doğu Asya ülkelerinde sel baskınları ile haberdar olduğumuz muson yağmurlarını ilginç yapan şey çöle hayat vermesidir.
Yılın 10 ayında güneşli ve ortalama 30–35 derece bir hava sıcaklığına sahip olan Salalah, Haziran ayı sonu itibariyle başlayan muson rüzgarları ve yağmurları sayesinde üç ay sürecek bir canlılık ve yeşilin hakim olduğu döneme girmektedir.
Kış ayları süresince kahverenginin hakim olduğu bölge, yaz ayları boyunca yeşile bürünmekte ve ziyaret eden insanlarda iki farklı şehre gelmiş olma hissi yaratmaktadır. Gördüğünüz her yerden hayat fışkırmakta, diğer körfez ülkelerinin aksine aşırı sıcaklar yüzünden günün belli bir bölümü duran hayat, Salalah’ta tam tersi olarak muson yağmurları zamanında hareketlenmektedir.
Dağlardaki kurumuş bitki ve ağaçlar, tekrar çok bereketli yeşile dönüşüp vadilerden sular akmaya başlarken, bütün bölge halkı bu doğa harikasının tadını çıkarmak için Salalah’a akın etmektedir.
Bu dönem Arapça sonbahar anlamına gelen ‘’Khareef’’ (Hariif diye okunuyor) olarak adlandırılmaktadır. Ardından yaz gelen bu ilginç sonbahar mevsimi, ancak bu kadar nevi şahsına münhasır bir ülkede olabilirdi...
‘’Khareef’’ mevsiminin bitip bulutların tekrar dağılmasıyla birlikte, doğadaki bütün bitki ve diğer canlılar sanki göç etmişcesine bir sonraki sezona kadar uykuya dalıyorlar ve yeşilin yerini tekrar kahverengi bir doğa ve sıcak hava alıyor.
Bütün bu inanılmaz değişim insanda, doğanın gücü ve doğadaki o inanılmaz düzen karşısında hayranlık uyandırıyor...
Ne zaman ki insan bir umutsuzluğa kapılır, herşeyin bittiğini düşünür, belki tam da o an doğaya bakmanın tam zamanıdır...
Ne zamanki en son darbe denemelerinin insan bünyesinde yarattığı o; biraz kızgınlık, biraz umutsuzluk, biraz bilinmezlik dönemlerinde çöl halinden sonra yemyeşil halini gördüğüm Salalah’ın bende düşündürdüğü ilk şey, belki de ülkecek tekrar kenetlenip, ortak paydalarımızı hatırlamamız için bir nedene ihtiyacımız olduğuydu.
Tabi ki kaybedilen her can tek tek çok değerli. Televizyonlarda canlı olarak izlediğimiz, bu milletin uçak ve tanklarıyla bu millete yaşatılanlar o kadar travmatik ki, birlik ve beraberliğin tam zamanı şimdi değilse ne zamandır?
Aslında bizler de birar ağacız ve sımsıkı kenetlenip bir orman oluşturmanın zamanıdır şimdi...