İSLAMİYET
hoşgörü dinidir.
Biz,
"Gel, gel, ne olursan ol yine gel.
İster kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel.
Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir.
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel."
diyen Mevlana’nın torunlarıyız.
İslamiyet’i, Araplaşmayla karıştıran ya da bilinçli olarak Araplaştırmak isteyen bazı din adamlarımız(!); bir hoşgörü dini olan dinimizi, “katı kurallar dini” yapmak için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.
* * *
Alanya’mızın göz bebeği Alanyaspor’umuzun, Kayseri deplasmanı dönüşünde geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitiren Çek futbolcusu Josef Sural’a dilenen rahmete karşı çıkan Alanya Müftüsü Dr. İhsan İlhan’ın, hiç gereği ve de anlamı yokken, “Gayrimüslimlerin ardından böyle bir temennide bulunulamaz” çıkışı, pek çok insanımızı kırmış, üzmüş ve incitmiştir.
Bir kentin, acısı soğumadan verilen bu demeç, her şeyden önce zamanlama hatasıdır.
Bütün bunların ötesinde de; Usta Gazeteci Bekir Coşkun’un dediği gibi, “Her şeyden önce ortada büyük bir acı vardır. Ortada Alanya’yı yasa boğan bir ölüm olayı vardır. O acıyla, rahmet dileyen diler. Allah, rahmetini verir ya da vermez; kime ne, sana ne…”
… …
O da bir can, o da bir insan…
Kim bilir, belki Tanrı nezdinde, senden, benden daha çok Tanrı’ya yakın biri…
Kaldı ki “rahmet dilemek”, hiçbir dinin tekeli altında değildir.
Aslı Arapça olan rahmet; ölen bir kişinin ardından, onu hayırla anmak için söylenen bir sözdür, bir dilektir, bir temennidir.
Dahası, “Allah rahmet eylesin” dileği, günümüzde; Müslüman olsun ya da olmasın; vefat eden, ebediyete intikal eden, hakka yürüyen herkesin ardından söylenmesi, gelenek haline gelmiştir.
Hiç kimse bu sözcüğü eğip, büküp, deforme etmesin. Gerçek anlamının üzerine daha başka anlam(lar) yüklemeye kalkmasın.
* * *
Sözün özü, bu tür şeylere kafa yoranların durumu; İstanbul'un, Müslümanlar tarafından kuşatıldığı sırada; "meleklerin erkek mi, dişi mi olduğu ve meleklerin kanatlarının olup olmadığı" gibi hayati (!) sorunları tartışan Ortodoks din adamlarının durumuna benziyor...
İslamiyet’in, kentimizin ve de ülkemizin, onca hayati sorunu varken; insanları bu tür konularla meşgul etmek abesle iştigaldir.
Lütfen o güzel beyninizi daha yararlı işler için kullanın.
Ya da boş verin, kafanızı hiç yormayın, hem siz, hem biz rahat edelim.
Ötekileştirmeyin insanları.
Nifak sokmayın topluma.
Bu kentte pek çok insan, aç karnını, bir rahmeti esirgediğiniz dinden olan insanlar sayesinde doyuruyor.
Yakışık almıyor, bu tür tartışmalar.
Dincilik yapmayın, din adamı olun lütfen.
Mevlana Hazretleri gibi birleştirici, bütünleştirici olun.
Bu ülkenin de, bu dinin de çok daha büyük sorunları var.
Ufak tefek ayrıntılarla, dinden, imandan soğutmayın insanları.