TURİZMİN
en bilinen genel manası şudur: "İnsanların bireysel ya da turlar şeklinde bütün dünyayı gezerek, doğal güzellikleri, zenginlikleri ve yapay olarak beşeri eserleri görüp, kendilerini bakış açısı ve ufuk derinliği açısından geliştirdikleri bir gezi faaliyetidir. Ayrıca ticaret maksatlı da yapılabilir."
Bizim gibi ülkelerde turizm gelir kaynakları, sahip olduğumuz maddi ve manevi değerler bakımından bacasız fabrika gibi işlenmektedir.
Bu nedenle turizme yapılan her yatırım, maliyetini yıllar içinde telafi ederek büyük kazanımlara sebep olabilir.
Geçmişten bugüne turizmle ilgili en çok akılda kalan sloganlar ise şunlardır: "Gel, ne olursan ol, yine gel!", "Turist değil, misafirimizsiniz.", "Yeni dünyaları tanımaya var mısınız?", "İşte yeni ufuklara yelken açmak için bir fırsat.", "Turist olmak en değerli unvandır", "Haydi turlayalım dünyayı.", "Turizm emek ister!"
Ne yazık ki son yıllarda başta Alanya olmak üzere Antalya merkez, Manavgat, Belek ve Kundu gibi turistik bölgeleri tercih eden turist profili iyice dibe vurdu.
90'lı yıllarda "altın yumurtlayan tavuk" ve "bacasız sanayi" olan turizm sektörü, günümüzde neredeyse can çekişiyor, üstelik "döviz getirsin de ülke ekonomisi rahat nefes alsın" diye kapılarımızı açıp evimizde, yani otelimizde, şehrimizde misafir ettiğimiz turistler bize döviz bırakmak şöyle dursun, artık bizden çalmaya başladılar.
Artık "hırsız turistler" revaçta!
Örnek mi?
Çok gerilere gitmeye gerek yok.
Bir iki haftalık arşive girip bakmak yeterli.
Misal; daha geçen hafta, Alanya ve Manavgat'ta hizmet veren iki ayrı otelde tatil yapan turistlerin odasını temizleyen görevliler, turistlerin ağzı açık çantalarında otele ait çok sayıda yiyecek içecek ve demirbaş malzeme görünce durumu yetkililere haber vermiş, otel yönetimi turistlerin geldiği seyahat acentesi sorumlusuyla çantaları kontrol etmiş, çantalardan çıkan malzemeler cep telefonu kamerasıyla görüntülenmiş, bu görüntüler dünya medyasına da servis edilerek Alanya ve Manavgat'ın turist profili ayan beyan gözler önüne serilmişti.
Daha iki gün önce bir gözlükçüde yaşanan olay, çarşının güvenlik kamerasına saniye saniye yansımış, 2 erkek, 1 kadın ve 1 çocuktan oluşan 4 turist, gözlük alma bahanesiyle raflara bakarken, kadın turistin hayli kaliteli ve pahalı olan bir gözlüğü şortunun içerisine koyduğu tespit edilmiş, kaldıkları otel belirlenen "hırsız" turistlerden gözlüğün parası talep edilmişti.
Daha üç gün önce bir kuyumcuya gelen karı koca Rus turistler, işyerinde hırsızlık yaparken suçüstü yakalanmış, hırsız turistleri yakalayıp polise teslim eden kuyumcu, "400 Dolar'a tatil yapan turistten alışveriş yapması değil hırsızlık yapması beklenir. Her geçen gün bir Rus turistin hırsızlık yaptığını duyuyoruz. Ben tüm esnafımızı Rus turistler konusunda dikkatli olmaya çağırıyorum" demişti.
Daha dört gün önce, Irak uyruklu A.A.S. ile İran uyruklu M.M.'nin bir marketten hediyelik ve giyim eşyası çaldığı tespit edilmiş, işyeri sahibinin şikayeti üzerine şahısları kaldıkları otelde yakalayan jandarmanın sevk ettiği adli merciler, iki kişiyi yurtdışına çıkma yasağı ve adli kontrol kararı ile serbest bırakmıştı.
Daha beş gün önce bir ihbarı değerlendiren polis, lüks semtlerdeki tatilcilerin ev ve otomobillerinde hırsızlık olayları ihbarının artması üzerine harekete geçmiş, hırsızlıkların kadınlı erkekli 5 kişilik Gürcistan şebekesi tarafından gerçekleştirildiğini ortaya çıkarmıştı.
Daha altı gün önce, 5 yıldızlı bir otele arkadaşıyla tatile gelen Rus uyruklu Mikhail S., kaldığı otelin SPA'sında kasadan para alırken çalışanlar tarafından yakalanmış, jandarmaya teslim edilen şahıs sevk edildiği adliyede tutuklanarak Alanya Cezaevi'ne konulmuştu.
Daha yedi gün önce, turizm çarşısındaki bir alışveriş mağazasından hırsızlık yapan 2 Rus turist, önce devriye gezen jandarma tarafından yakalanmış, ardından mahkemece tutuklanmıştı.
Daha sekiz gün önce, 3 turist, girdikleri dükkanın tezgahında bulunan mağaza çalışanının cep telefonunu alarak kayıplara karışmış, jandarma ise güvenlik kameralarından eşkalleri belirlenen turistlerin peşine düşmüştü.
Daha dokuz gün önce, bir alışveriş merkezinde Irak vatandaşı bir kadının, içerisinde 8 bin 500 Dolar bulunan çantasını bebek arabasından çalan Bulgaristan uyruklu 3 kadının peşine düşen polis, şüphelilerin kaldığı oteli belirlemiş, odalarına yapılan baskında ise çalınan çanta ve paraları ele geçirmişti.
Liste böyle uzayıp duruyor.
Çoğunu zaten hemen hemen her gün gazete sayfalarından okuyor, televizyon haberlerinden izliyorsunuz.
Demem o ki...
Edebiyle adabıyla gelip tatilini yapanlar ve dövizini bırakanlar her zaman baş tacımız, lakin, eskiden "döviz" bıraksın, elimiz "üç beş kuruş görsün" diye yollarını gözlediğimiz turistin seviyesi de iyice düştü.
Allah sonumuzu hayır eylesin, amin...