Devlet Hastanesi’ndeki yoğunluk

Atatürk 'Beni Türk hekimlerine teslim ediniz” diyerek, hekimlerimizin bilgisine, becerisine ve ellerinin maharetine güvendiğini açıkça belirtmiştir. Bugün, Türk doktorlarımız, dünyada çok büyük başarılara imza atmışlardır. Her...

Atatürk “Beni Türk hekimlerine teslim ediniz” diyerek, hekimlerimizin bilgisine, becerisine ve ellerinin maharetine güvendiğini açıkça belirtmiştir. Bugün, Türk doktorlarımız, dünyada çok büyük başarılara imza atmışlardır. Her türlü tıbbi operasyonda, göz hekimliğinde, fizik tedavide, ortopedi ve diğer dallarda artık hiçbir kişi tedavisi için ne Avrupa’ya ne de Amerika’ya gitmeyi düşünmüyor. Tam tersine, dış ülkelerden tedavi için ülkemize gelmektedirler. Çünkü, artık hastanelerimizde her türlü tıbbi alet, edevat ve malzemeler mevcuttur ve gayet iyi bir şekilde kullanılmaktadır. Alanya Devlet hastanemiz gerek temizliği itibariyle gerek tıbbi malzemelerinin (Röntgen, ultrason, MR, Kemik tarama, tomografi ve diğerleri) mevcut diyeti itibariyle ve gerek doktor, hemşire, hastabakıcı ve sekreterlerinin güler yüzlü tavırları itibariyle tam bir modeldir. Bu nedenlerden olsa gerek her polikliniğin önünde hastalar yoğunlaşmakta ve sıra beklemektedirler. Ancak, bu kadar çok hastanın muayenesi, teşhisi ve sonunda gerekli tedavisi için karar aşamasına gelinmesi gibi sorunların sonucunda, doktorların çok büyük efor sarf ettiklerini de unutmamak lazımdır Ne yapalım ki, gelen her hastanın hastalığına çare üretmek de onların önemli ve insani görevidir. Ziya Paşa bu hususta şöyle diyor, “Bil illeti, kıl sonra müdafata tasaddi” yani, “Önce hastalığı teşhis et, sonra tedavisini yap” diyor. Alanya Devlet Hastanesi Başhekimi Sayın İsmail Başaran’dan aldığım bilgiye göre, hastaneye 1 Ocak-20 Mayıs tarihleri arasında 294 bin 465 hasta müracaat etmiş, günde ortalama 3 bin kişi gelmiştir. Yani, her hastanın 3-5 dakika gibi bir sürede işinin görülmesi icap etmektedir. Bir doktor bana saat 15.00 sıralarında “Gece nöbetçisiydim, şu ana kadar 48 saattir uykusuzum” dedi. Ama başka çare yok, mesai bitimine kadar bu görevi yapmakla mükelleftirler. Uzak değil, 10 yıl öncesinde, Almanya’dan emekli bir tanıdık Alanya’ya yerleşmişti. Bir gün hastalandı, hemen Almanya’dan bir uçak geldi, hastayı aldığı gibi Almanya’ya götürdü. O zaman bir Türk olarak ne kadar hayıflanmış ve elin gavurunun insana verdiği önemi özlemiştik. Şimdi öğreniyoruz ki, Sağlık Bakanlığı emrinde, 18 adet tam teşekküllü helikopter, ayrıca 2 adet de uçak ambulans hizmet vermeye başlamış. Dahası, 4 adet deniz ambulansı da kullanılmaya başlanmış. Türkiye genelinde acil servis personeli 4 bin 500 adetten 22 bine, 617 olan ambulans sayısı 2 bin 547’ye çıkarılmış. Tüm bunlar, bugünkü iktidarın insana verdiği kıymet ve öneme işarettir.
Eşim Rabia’nın göz, nörolojik, kalp-damar ve kardiyoloji konusundaki rahatsızlığı için Devlet Hastanesi’ne gittik. Gittiğimiz her polikliniğin doktoru eşimi dinledi, gerekli tetkikleri aldıktan sonra reçetesini verdiler. Bu vesile Baştabip İsmail Başaran’a, Göz Doktoru Serap Adar’a, Kalp Damar Doktoru Murat Karabiga’ya, Kardiyoloji doktoru Özkan Dede’ye, Nöroloji doktoru Fatma Mengeç’e ve hasta danışmanı Tuğçe Seçim’e en derin muhabbetlerimizi arz ederken, mesleklerinde başarılı hizmetler vermelerini temenni ederiz.