Çocukluğumdan beri hep Formula 1 izlemişimdir. Hala da izlerim. O zamanlarda bir Michael Schumacher rüzgarı vardı ki ne rüzgar... Bu televizyon fenomeninin etkisiyle oyunlara da kafayı sarmıştım. EA Sports, bizi o yıldızların yerine koymamıza fırsat tanıyordu. EA Sports, F1 Challenge '99-'02 oyununu son olarak piyasaya sürdü ve ondan sonra F1 serisini bütçe kesintileri sebebiyle iptal etti.
Uzun seneler doğru düzgün Formula 1 oyunu görmeden geçirdikten sonra bir gün Codemasters adlı yapımcı şirket yeni bir Formula çağının gelişini duyurdu. İlk oyun F1 2010 ismiyle Eylül 2010’da piyasa sürüldü. Oyun F1 konusunda bir çağ açıyordu. Öyle miydi? Yoksa biz uzun süredir yeni Formula 1 teması görmediğimiz için mi öyle geldi? Açlıktan çıktığımız için mi çiğ etin tadı damağımızı tatlandırdı yoksa? Aynen öyle oldu.
Codemasters ilk oyunuyla beraber şu ana kadar toplam 6 oyun çıkardı. Bütün samimiyetimle söyleyebilirim ki F1 2013 hariç tamamı bir öncekinin ağır taklidi olmaktan öteye gidemedi. Bugün size F1 2015’in neden “en ağır” taklit olduğunu anlatacağım.
F1 2015, diğer oyunlardan farklı bir sürpriz yaparak yarış sezonu bitmeden çıkarıldı piyasaya. Oyunun, önceki oyunlara kattığı tek yenilik grafik diyebilirim rahat bir şekilde. Yalnızca yeni oyun motoru EGO 4.0 üzerinde yoğunlaşmışlar ki zaten bu da belli oluyor. Oyunda öncekilerin üzerine ne bir “ses” ne bir “oynama tadı” ne de bir “sürpriz” katılmış. Oyun hala F1 2014. Geçen sene ki oyunu ısıtıp önümüze koymuşlar. Bayat bir oyun yedirmeye çalışmışlar. Ha “Oyunun hiç mi artısı yok kardeşim ya?” diyorsunuz. Var tabi olmaz mı? Oyunun menüsü daha göze çekici geliyor; artık pilotların yüzlerini görebiliyorsunuz; grafik önceki oyunlara göre çekici duruyor özellikle de yağmurlu havalarda; “tekrar izlemede” artık istediğiniz aracın kamera açısından izleyebiliyorsunuz ve eski hatalardan da arınmış durumda olan bir tekrar izleme var . Ama bu yeniliklerin oyunu yükseltmesini bir tarafa bırakalım, düşüşünü bile engelleyemiyor. Oyuncuların en çok istediği şeyler hala oyunun içeriğine katılmıyor mesela. “ Kaza fiziği” küçük bir örnek. Oyuncular gerçekçi yıkım ve kazalar istiyorlar ki buna ben de dahilim. Özellikle F1 2011’de çuvallayan o fizik motoru tam bir hayal kırıklığı. Kazayı F1 aracı değil de benim küçük oyuncak arabalarım yapıyormuş gibi hissediyordum. Her sene çıkacak olan oyundan da en büyük beklentim... Yok grafik falan değil, sadece fizik motorunu düzeltsinler bu oyun o sene satışlarda tavan yapar. Ne zaman öndeki aracın arka tekerine temas ettiğimde araç takla atarsa işte o zaman bu dediğimiz oyun motoru tam olarak oturmuş demektir. Ama maalesef yok.
Oyunun teknik detaylarına inersek biraz daha güzel yanlarını buluruz. Bu tür oyunlarda hikaye örgüsü aranmaz. Ama bu oyun türünde “kariyer” mod sizin en çok zamanınızı geçireceğiniz yer olacak. Ancak evet yine bir “ancak”ımız var burada da. Oyunda artık kendi karakterinizi yaratıp yarışamıyorsunuz. Önceki oyunlarda, kendinize karakter oluşturup hangi milletten olduğunu seçip isim verip profesyonel bir F1 pilotu olarak kariyer sahibi olabiliyordunuz. Artık yok. Artık sadece hazırda bulunan ünlü pilotları seçip onların kariyerini oynuyorsunuz. Buna ek olarak oyunu yıkan bir diğer eksiklik, “güvenlik aracı”. Evet, eğer aranızda daha önceki oyunları oynayanlarınız varsa size çok acı bir haber vereyim, artık oyunda güvenlik aracı yok.
Şimdi geldik sonucumuza, oyun aynı F1 2014’te olduğu gibi hayal kırıklığı ve hala eksik kalan yerler tamamlanmamış. Oyun bana göre kesinlikle paraya değmez. Çok beklentiler var ama hiçbiri karşılanmadı yine. Bence size F1 2013’e dönün ve o güzel atmosferde yarışmaya devam edin. Ta ki ikinci bir 2013 gelene kadar.
TEKNOPAT PUANI:
4.3/10
Grafikler: 6.3/10Sesler: 5.2/10Oynanabilirlik: 4.5/10
Artıları: Yeni oyun motoru, grafiklere yapılan iyileştirmeler, sesler gerçeğe yakın, tekrar izlemede yapılan yenilikler, oyunun televizyon programı havasında geçmesiEksileri: Güvenlik aracının oyundan çıkarılması, kazaların gerçeklikten uzak olması, kendi pilotumuzu oluşturamıyor olmamız, önceki oyunlara getirilen yeniliklerin çok az olması.