Cumhurbaşkanlığı seçimleri

Ülkemizde ilk kez Cumhurbaşkanlığı seçimi halkın seçimiyle gerçekleşti. Bu büyük bir nimettir. Ancak gönül isterdi ki yüzde 73 değil de hiç değilse 90 ve üzeri bir katılımla sonuç belirlense idi. O da olmadığına göre bu neticeye...

Ülkemizde ilk kez Cumhurbaşkanlığı seçimi halkın seçimiyle gerçekleşti. Bu büyük bir nimettir. Ancak gönül isterdi ki yüzde 73 değil de hiç değilse 90 ve üzeri bir katılımla sonuç belirlense idi. O da olmadığına göre bu neticeye saygı duyacağız. Ancak sandığa gitmeyenlerin çok önemli bir mazereti yani ağır hastalık, zaruri bir seyahat gibi mazeretleri var ise saygı duyarım. Ancak yatıp kalkıp

AKP

ve Erdoğan’dan şikayetçi olanlar varsa, kusura bakmasınlar, onlara saygı duymuyorum ve kınıyorum. Zira bu tipler sohbetlerde dahi en basidinden kimselere söz bırakmadıkları gibi, mangalda kül dahi bırakmıyorlar. Her şey ayan beyan ortadadır. Ben yabancı gözlemcilerin de belirttiği gibi denk yarışın olmadığından veya devlet imkanlarının adaylardan biri tarafından sonuna kadar kullanıldığından, hem de her türlü devlet imkanından bahsetmeyeceğim. Sizi temin ederim ki sandığa gitmeyenlerin ezici çoğunluğu, neredeyse tamamına yakını

AKP

dolayısı ile Erdoğan’ın politikalarını onaylamayanlardır. Şimdi bunlar önümüzdeki dönem en fazla şikayette bulunanlar arasında yer alacaktır. O halde kardeşim, tatilini yarıda bırakıp da sandığa gitseydin. Bunların bir kısmı da nasıl olsa bu iş ikinci tura gider, ben de oyumu gider o zaman kullanırım diye düşünenlerdir. Her ne olursa olsun onların şikayet etmeye hakları yoktur. Tayyip Erdoğan asıl teşekkürü bence kendisine oy verenlerden önce, sandığa gitmeyenlere etmelidir. Seçim süreci boyunca baktığımızda en olgun tavır bence Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu tarafından sergilenmiştir. Kendisine malum medya tarafından o kadar çirkin ve iftira dahi denilemeyecek düzeysizliklere ve rakiplerinin saldırılarını “Edep yahu” diyerek olgunlukla cevaplandırmıştır. İşte devlet adamlığı budur. Seçim sonrası dahi “Bende söz bitti” diyecek kadar olgunluğunu ortaya koymuş, çirkin söz söylememiştir. Oysa seçim süreciyle ilgili birkaç söz söylemeye hakkı da olmasına rağmen. Zira kendisine çok haksızlık yapıldı. Demirtaş ise yaptığı konuşmalarda ve televizyon programlarında öncekilerin aksine olgun tavır sergiledi. İnşallah bu tavırları devam eder, teröre karşı duyarlı olurlar, daha aklı selim olurlar. Ancak, sakın bir rol paylaşımı olmasın. Hani derler ya “Kırk yıllık kani, olur mu yani.” İşte aklımıza bu geliyor. Bizi icraatlarıyla ikna etmeleri gerekir. Söz değil, icraat görelim. Bundan önce kendileri kazanır, sonra hepimiz. Devlete kafa tutmak kimin haddine düşmüş.Recep Tayyip Erdoğan bu seçimin galibidir. Kendisini kutluyorum. İnşallah bundan sonra öncekinden farklı, yani İstanbul Belediye Başkanı seçildiği 1994 yılı sonrası Tayyip Erdoğan’ı görürüz. Çünkü şu anda 12. Cumhurbaşkanımızdır. Kendisi Atatürk’ün koltuğuna oturacaktır. Bazılarınız “Ama” diyebilir. İşte o ‘Ama’yı da zaman içerisinde göreceğiz.