Cumhurbaşkanının egosu

İnsanoğlunun, genelde bencil, aynı zamanda, hiçbir konuda, bir türlü tatmin olmak bilmeyen bir oburluğa sahip olduğundan söz edilir! İşte, bu bencillik ve oburluk, kimilerinde ego olarak, çevreden yapılan pompalamalarla şiştikçe şişer, sonra...

İnsanoğlunun, genelde bencil, aynı zamanda, hiçbir konuda, bir türlü tatmin olmak bilmeyen bir oburluğa sahip olduğundan söz edilir!

İşte, bu bencillik ve oburluk, kimilerinde ego olarak, çevreden yapılan pompalamalarla şiştikçe şişer, sonra da patlar.

Çevrenizde bulunan sıradan bazı insanların, bir biçimde, maddi ya da mevki bakımından tırmanışa geçtiklerinde nasıl bir değişime uğradıklarını bir düşünün.

Egonun bilimsel tanımını yapacak halimiz yok.

Merak eden “Google”a bakabilir, ya da bir uzmandan öğrenebilir.

Ama biz ego ile yakın ilişkisi olan bencillikle, bu bencilliği zıvanadan çıkaran yan etkilerden kısaca söz edebilir ya da bu değişime çok somut bir örnek verebiliriz!

Siyasette ya da belli mevkilerde ben de bulundum.

Öyle zaman olur ki, insanlar sizi avuçları patlarcasına alkışlar, omuzlarına alıp, yere göğe sığdıramayıp havalarda dolaştırır.

İşte bu çember içinde, herkes sizi tabulaştırmaya hatta kendilerinin tabulaştırıp sonra da sizi tapınma noktasına taşıdıklarında, sizin kendinizi nasıl koruyacağınız hatta bencillik konusunda, raydan çıkıp çıkmayacağınız, sapıtıp sapıtmayacağınız çok önemlidir.

Siyasilerimizin önde giden ya da zirvelerde dolaşanlarıyla, liderlerimizi gözlemleyerek, egolarının hangi noktalarda dolaştığına bir bakın.

Cumhurbaşkanımız, “One-Minute” çıkışı ve Mavi Marmara saçmalığı sonrasında, Arap Baharı sevdasına kapılıp, Arap halklarına dönük hamasi çıkışlarla İsrail başta olmak üzere, ABD, AB, Birleşmiş Milletler’deki 5 daimi üye de dahil olmak üzere, Rusya ve Çin’e de posta atmaya başlaması, sanırım egosunun tırmanışa geçtiği dönemlerdi.

Bugün dünyada neredeyse bir tek dostumuz kalmadı gibi bir şey.

Bu da gösteriyor ki, dış politikamız, Erdoğan ve Davutoğlu sayesinde iflas etmiş durumda.

Başbakanlığı döneminde, bir çok başarılı projelere imza atan Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduktan sonra, ülkeye ve ülke insanına çok daha fazla katkıda bulunması gerekirken, ciddi anlamda zarar vermeye başladı.

Bugün AK Parti Genel Başkanı’nın Erdoğan mı yoksa Davutoğlu mu olduğu belli değil.

Davul Davutoğlu’nun boynunda, tokmak Erdoğan’ın elinde.

Erdoğan siyasi havayı germekle meşgul.

Ülke çok kritik ve tehlikeli bir süreçten geçerken, Erdoğan yetkilerinin artırılması için sistem değişikliğine gidilmesinden söz edebiliyor.

Erdoğan’ın egosunun böylesine şiştiği bir süreçte, patlama olmadan Erdoğan’ın egosunu kim söndürecek?

Rahmetli Özal’ın frenine Yıldırım Akbulut, Demirel’in frenine de Çiller basmıştı.

Doğru muydu, yanlış mıydı konusu ayrıca tartışılabilir!

Erdoğan’ın frenine Davutoğlu’nun basması çok zor ama AK Parti içinden birileri isterse bu ego balonunu patlamadan söndürebilir!

Yoksa, milletçe işimiz zor.