Corona günlerinde liderlik

Çok acayip, korku dolu günlerdeyiz. Başlangıçta umursamazlıkla izlediğimiz bir tehdidi ensemizde hissedince paniklediğimiz, kaotik bir zaman dilimindeyiz… Bu kez çok farklı. Ülkeyi yapay sorunlar, belalarla yöneten iktidarın krizlerine teşne...

Çok acayip, korku dolu günlerdeyiz. Başlangıçta umursamazlıkla izlediğimiz bir tehdidi ensemizde hissedince paniklediğimiz, kaotik bir zaman dilimindeyiz…

Bu kez çok farklı. Ülkeyi yapay sorunlar, belalarla yöneten iktidarın krizlerine teşne olan bizler, küresel ölçekteki bir salgının parçası olmaya hazır değildik.

İktidar da hazır değildi. Olmadığı gibi krizi kötü yönettiğinin de farkında değil. Çünkü her falso verdiği dönemde olduğu gibi, yine ummadığı birileri yetişip ona desteğini veriyor.

Mesela, Sağlık Bakanı’nın krizi iyi yönettiği övgüsü, ona karşı cenahtan da esirgenmiyor. Halkın büyük bir çoğunluğu ise, hastalığın seyri ve önlemler konusundan doğru bilgilendirilmediği kanısında.

Cumhurbaşkanı, Coronavirus önlemlerini açıkladı; içinde halkın sağlığının nasıl yönetileceğine ilişkin bir bilgi yok. Sabır ve dua önerildi. Bir de 65 yaş üstüne maske ve kolonya müjdesi var!

Oysa böylesi kabus dolu günlerde halk kararlı bir liderlik istiyor. Ona yön ve güven verecek, en azından moralini güçlü tutmasını sağlayacak bir önderlik istiyor. Dini referanslarla, başka ülkeleri kötüleyerek açıklamalarda bulunmayan, gerçeği anlatan liderleri özlüyor.

Yerel ölçekte de böyle bir liderliğe, hatta daha fazla ihtiyaç var. Çünkü çarpıklığa, talana, suistimale, sömürüye dayalı bir ekonomik modelin sürdürüldüğü Alanya gibi beldelerde, ahlaksızlık tavan yapabiliyor.

Şehirde zaten sürmekte olan başıboşluğa, bir de salgının eklenmesiyle dikkatlerin başka yöne çevrildiğini gören fırsatçı, örneğin sahildeki yalı taşını geceleri kırmaya devam edebiliyor. Şehir merkezindeki ruhsatsız inşaat müştemilatını tamamlıyor. Kaçaklar hız kazanıyor.

Öte yandan, Alanya’da çok sayıda ücretli emekçi yaşıyor. Coronavirus salgını gereğince bir çok işletme, çalışanına ücretsiz izin verip, iş yerini kapadı. Şehir yöneticilerinin çok da farkında olmadığı bu kriz, sanıldığından uzun sürecek. İnsanın ahlaki açıdan da teraziye konacağı bir döneme giriyoruz.

İşte bu yönden, liderlik her açıdan çok önemli. Halk, sağlığının hangi önlemlerle güvenceye alındığını ve uzayan bir kriz durumundaki acil eylem planlarının ne olacağını merak ediyor. En azından ben ediyorum…

İkincisi, yerel yönetimin gelirleri azalacak. Böylesi bir durumda, halkı ferahlatmak adına fedakarlığa gitmek varken, çok da acil olmayan pahalı müteahhitlik hizmetleri bir süre ertelenemez miydi? Böyle bir ekonomik planlama var mı?

Yoksa İngiltere’nin Coronavirüs karşısında uyguladığı “sürü bağışıklığı” yöntemi mi uygulanıyor? Salgının kendisi değil ama yaratacağı kaosun şehri sarması, böylece şehir yaşayanlarının iyice kaşarlanıp(!) daha kötülerini gördüğünde umursamaması mı isteniyor?

Böyle düşünenler varsa, aynı gemide bulunduğumuzu hatırlatırım…